Yarın 24
Temmuz:
Çökmüş ve işgal edilmiş Osmanlı’nın enkazı
üzerinde bir İstiklal Savaşı ile kurulan yeni Türkiye’yi tanıyan
uluslararası Lozan Antlaşması’nın
94’üncü yıldönümü.
24 Temmuz aynı
zamanda, Abdülhamid istibdadına
son veren 1908’deki “İkinci Meşrutiyet
Hürriyet Devrimi”nin sonucunda
basındaki sansürün kaldırıldığı tarih olduğu
için, “Gazeteciler ve Basın
Bayramı” olarak da kabul
ediliyor.
Ve ne tesadüf ki, 24 Temmuz, tarihin ve talihin
garip bir cilvesi olarak, 9 aydır içerde
bulunan Cumhuriyet gazetesi
mensuplarının ilk kez
yargıç önüne çıkacakları
gün.
***
Aslında Türkiye üç
tarihsel/toplumsal yapıyı aynı
anda yaşadığı için trajikomik
rastlantılara
tanık oluyor!
Ortaçağ artığı olan Din -Tarım
Toplumu’nun Feodal yapısı
ile çağdaş nitelikli Endüstri
Toplumu’nun Kentsel yapısı
ve gelişmekte olan Bilişim
Toplumu’nun Demokratik yapısı,
birbiriyle çelişen değer ve uygulamaları ile böyle garip
görüntülere yol açıyor:
Örneğin, Din
-Tarım Toplumu’nun geçmişte
kalmış Feodal değerleri
üzerinden ülkeyi
yönetmek isteyenlerle...
Çağdaş toplumların
Demokratik değerlerini temsil
eden gazeteciler,yazarlar, akademisyenler,
Sivil Toplum Örgütleri
mensupları vepolitikacılar arasındaki
sürtüşme...
“Gazeteciler ve Basın
Bayramı” ile, içi boş iddialarla
hapse atılan medya mensuplarının
ilk kez yargıç önüne çıkış
tarihini çakıştırabiliyor.
***