evgili Uğur Mumcu 23
yıl önce bugün
katledilmişti.
Bombacılar yakalandı...
Bombacıların arkasındaki yerli ve yabancı karanlık güçler yeterince
aydınlatılamadı:
Türkiye’yi bugünkü din aromalı diktatörlük sürecine taşıyan süreç
yeterince tartışılamadı.
***
Uğur Mumcu, tek başına önemli bir
hedefti katiller için...
Ama bu cinayet Türkiye’yi dönüştürmek çabasında olan çok daha büyük
bir planın da bir parçasıydı aynı zamanda.
***
Tarihimizle Yüzleşmek adlı
kitabımda, Türkiye’yi
dönüştürmek için
tezgâhlanan aydın
cinayetlerinin hem kronolojisini
hem de anatomisini
irdelemiştim.
1970’lerde ortaya çıkan ve Doğan Öz,
Bedrettin Cömert,
Abdi İpekçi, Cavit
Orhan Tütengil gibi aydınların
katledildiği ilk dalga cinayetler, Türkiye’yi 1980 askeri darbesine
taşıyan bir katliamın parçalarıydı.
Bu cinayetlerin asıl amacı, özgürlükçü 1961 Anayasası’nı bütünüyle
yürürlükten kaldırıp ülkeyi sağ yönetimlerin merhametine bırakan
baskıcı bir yönetim kurmaktı.
Nitekim katiller, 1980 askeri darbesi ve 1982 Anayasası ile
amaçlarına ulaştılar.
***
Uğur Mumcu’nun adice
katledilişinin de içinde yer aldığı
ikinci dalga cinayetler,
1982 Anayasası’na
rağmen yeniden
demokratikleşme yolunda
mesafe kaydetmeye
başlayan Türkiye’yi,
dincimilliyetçi bir sağ
yapıda tutmak için
uygulamaya kondu.
Bu katliam, rejim ihraç etmeye
çalışan İran ile, ülkedeki rejimi
faşistçedenetlemek
isteyen güçlerin
işbirliğiyle uygulamaya
kondu.
Anımsayalım:
Muammer Aksoy 31 Ocak 1990
Çetin Emeç 7 Mart 1990
Turan Dursun 4 Eylül 1990
Bahriye Üçok 6 Ekim 1990
Uğur Mumcu 24 Ocak 1993
Ali Günday 25 Temmuz 1995
Ahmet Taner Kışlalı 21 Ekim 1999
Necip Hablemitoğlu 18 Aralık 2002
***
Türkiye bugünlerdeki karanlık ortama kolay gelmedi...
Doğu’dan ve Batı’dan, Türkiye üzerinde oyun oynamak isteyen dış
güçlerin de verdiği destekle, zorla, cinayetlerle ve 12 Mart, 12
Eylül askeri darbeleriyle getirildi.
***
Elbette Uğur Mumcu cinayeti,
sadece bir büyük
komplonun önemli bir parçası
değildi...
Çünkü Uğur, başlı başına bir kurum, başlı başına bir Atatürkçülük,
demokratiklik, laiklik, özgürlük ve dürüstlük
abidesiydi...
Araştırmacı gazeteciliği ile toplumdaki bütün yozlaşma ve
yolsuzlukların üzerine gidiyor, tek başına, siyaset-tarikatticaret
şeytan üçgeniyle etkin bir biçimde mücadele ediyordu.
Onun katledilmesi, Türkiye’nin özgürlük ve demokrasi mücadelesine
büyük bir darbe olacaktı.