Her insanın yapısı,
karakteri, kişiliği
farklıdır...
Kimi insan, haksız, hukuksuz, adaletsiz söylem
ve eylemler kendisine doğrudan dokunmadığı sürece, bunlara dikkat
bile etmez...
Sadece zarara uğradığı zaman, örneğin, aç ya da
işsiz kaldığında veya suç işlemeden hapse düştüğünde olayı fark
eder veya “bağırmaya başlar” ya da “kaderine
küser” susar:
“Bağırmaya başlamak” ya da
“kaderine küsmek” ve susmak da insandan insana
değişir...
Genetik özellikler, toplumsal etkiler, aile,
okul, arkadaş, mahalle çevresi, yaş, cinsiyet gibi faktörler,
insanların haksız, hukuksuz, adaletsiz söylem ve eylemlere verdiği
tepkilerin farklı olmasına yol açar.
***
Sevgili okurlarım, Din/Tarım
toplumlarında insanlar vatandaş değil,
kuldur, köledir ve kadercidir:
İnsanlar ancak, toplumlar endüstrileştikçe,
kentleştikçe, yani bireyler özgürleşerek kulluktan vatandaşlığa
dönüştükçe “kendi kaderlerine hâkim olmaya”
başlarlar!
Demokrasi, kentleşme ve
endüstrileşme çağında ortaya çıkan,
insanların kendi kaderlerine hâkim
olduğu, kendilerine hizmet edecek
yöneticileri seçtiği ve seçilenlerin,
başta ifade ve muhalefet özgürlüğü olmak
kaydıyla, temel hak ve özgürlüklere uygun
davrandıkları bir rejimdir.
Demokrasinin sorunları, sandıktan çıkan, halka
hizmet için seçilen hizmetkâr/yöneticilerin, kendi ceplerini
doldurduğu, muhalefet ve ifade özgürlüklerini sınırladığı ve
kısıtladığı, özetle halka hizmet etmek yerine zulmettiği,
iktidarların yozlaştığı durumlarda ortaya çıkar!
Demokratik rejim, iktidar
yozlaşmasını önlemek için periyodik, şeffaf ve
adil bir seçim sistemi
öngörmüştür.
Ama ne yazık ki, yoz hizmetkâr/yöneticiler
ellerindeki iktidarı kullanarak, bu seçim sistemini de
bozarlar.
Seçilmiş iktidarların yozlaşmalarını engellemek
için, Hitler örneğini yaşamış olan insanlık,
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Anayasa Mahkemeleri düzenini devreye
sokmuştur.
Peki, Anayasa Mahkemesi de
devre dışı bırakılırsa Demokrasi kendini
nasıl koruyabilir?
Böyle durumlarda Demokrasiyi,
ancak seçmen, demokratik olarak direnerek
koruyacaktır!
***
Başta da belirttim; herkesin
haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik
karşısındaki tutum ve davranışları
farklıdır:
Kimisi anayasal ifade ve muhalefet hakkını
sokak ve meydan gösterileriyle kullanır...
Kimisi eğitime ve örgütlenmeye önem
verir...
Kimisi bildiri imzalar...
Kimisi tek başına pasif olarak
direnir.
***