Anayasa
Mahkemesi nihayet korumakla
yükümlü olduğu Anayasa’yı ve bu
Anayasa’da güvence altına alınmış olan
temel hak ve özgürlükleri
hatırladı:
AYM yargıçlarının temel hak ve özgürlükler hakkındaki tutum ve
davranışları hakkında, gelecek için pek de umut vermeyen, sekize
sekiz eşit bir bölünmeyle, Başkan’ın da hak ihlali kararına
katılmasıyla, Barış Bildirisi’ne imza atan akademisyenlerin
cezalandırılmalarının hak ihlali olduğuna ve kendilerine dokuzar
bin lira tazminat ödenmesine karar verdi.
Bu karar, eşit bölünmeden dolayı gelecek için pek umut vermese de,
Temel Hak ve Özgürlükleri gitgide kısıtlayan ve sınırlayan bir
“Tek Kişi Yönetimi”nin tahrip ettiği Demokratik Rejime
destek anlamı taşıyor:
Kararın altında imzası olan
yargıçların, Demokrasi’den, Hukuk
Devleti’nden, Evrensel Hukuk’tan,
haberli oldukları ve Anayasamızda
güvence altına alınmış olan Temel
Hak ve Özgürlüklere inandıkları
anlaşılıyor.
İhlal kararı, kesinleşmiş cezalar için
yeniden yargılamanın yapılmasını, istinaf aşamasında olanlar için
bozma, devam eden davalar için de beraat kararları verilmesini
zorunlu kılıyor.
***
Bu karar üzerine,
Temel Hak ve Özgürlükleri
korumaları gereken, varlıklarını
araştırma ve ifade özgürlüklerine
borçlu olan üniversitelerin
üçünden kınama girişimlerinin
ortaya çıktığına ilişkin garip
haberler medyaya yansıdı:
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi,
İstanbul Aydın
Üniversitesi ve Medeniyet
Üniversitesi’nin rektörlükleri, akademik personele
yazı göndererek, Barış Akademisyenleri için hak ihlali kararı veren
AYM’ye tepki gösterilmesini istemiş.
***
Benim aklım,
üniversiteler için, hava gibi su gibi,
zorunlu bir yaşam koşulu olan
“İfade Özgürlüğü Kararına” üniversite
yönetimleri tarafından karşı çıkılmasını
almıyor:
BU ANCAK DOGMATİZM VE EZBERCİLİĞİN HÂKİM OLDUĞU MEDRESELERDE
OLABİLİR!
***