Türkiye belki de tarihinin en
sorunlu dönemlerinden birini
yaşıyor:
Güneydoğu’da bir savaş hali var.
Ayrıca komşu ülkelerdeki savaşa da müdahil olduk.
Rejim ciddi bir saldırı altında; parlamenter demokrasinin tüm
geleneksel kurum ve kuralları yozlaştırıldı.
Hukuk devleti ve adalet düzeni güvenilmez hale getirildi.
Hırsızlık, yağma, rüşvet ve yolsuzluk konularında tam bir ahlaki
çöküntü yaşanıyor.
***
Böyle bunalımlı dönemlerde
siyasetin çözüm seçenekleri üretmesi
beklenir.
Oysa ne yazık ki, bu sorunlar zaten siyasal iktidardan
kaynaklanmakta, muhalefet ise çözüm önerileri üretmekte yetersiz
kalmaktadır.
Bu durumda gözler üniversitelere dönmekte ama ülkemizin bu bilim
yuvalarının utanç verici suskunluğu insanları şaşırtmaktadır.
***
Elbette ülkedeki genel baskı
havası üniversiteleri de etkilemiştir ve hiç
kimseasıl işi araştırmacılık ve eğitim
olan üniversite mensuplarından
kahramanlıkbeklemek hakkına sahip
değildir.
Ama insan yine de, değerli bilimcilerimizden pratik ya da kuramsal
çözüm önerileri duymak istiyor ve bu suskunluk üniversitelerimize
yakışmıyor.
***
Bu arada, sadece Türkiye’de
değil, dünyada da seçkin bir yere sahip
olanOrta Doğu Teknik Üniversitesi
(ODTÜ) ne yazık ki Türkiye’yi sarsan bu
temelsorunlar çerçevesinde
doğrudan bir saldırı hedefi olarak seçilmiş
görünüyor:
Hem arazisi, yağmacı bir zihniyetle elinden alınmak isteniyor, hem
de yönetimi ve öğrencileri, (belki de bu yağmacı niyetlerden
dolayı) çeşitli iftiralarla yıpratılıyor.
ODTÜ’lü akademisyenler bu iftira ve girişimlere karşı bir bildiri
yayımladı...
Üniversitelerin utanç verici
sessizliği sürerken umut verici bir ses
olarakyükselen bu bildiri, özlenen bir
üniversite anlayışını ve bu anlayışın
altındayatan demokratik kültürü yansıttığı
için tam metin olarak aşağıya
alıyorum:
“60. yıldönümünü kutlayan ODTÜ, Türkiye’nin tüm bölgelerinden,
farklı sosyalkesimlerden ve siyasi görüşlerden öğrencisi ve
120.000’i aşkın mezunu ileülkemizde evrensel değerlerin
taşıyıcısı saygın kurumlardan biridir.
ODTÜ, aynı zamanda, farklı görüş ve inançlara saygılı,
bunların özgürce dile getirildiği ve yaşandığı,
sorunlarını çoğulcu, katılımcı ve hoşgörülüyaklaşımlarla
çözebilme kültürüne sahip bir
üniversitedir.
ODTÜ yönetimi, çalışanları, öğrencileri ve
mezunlarının özverili çabalarının ürünü olan bu
demokratik kültür, ülkemizin köklü üniversite geleneğinin
bir parçası olarak aydınlık geleceğinin
güvencesidir.
Biz aşağıda imzası bulunan ODTÜ öğretim elemanları her ne
sebeple olursa olsun ODTÜ’ye üniversite
dışından yapılacak müdahaleleri kabul
edilemez bulduğumuzu
duyuruyor, üniversiteyi tanımlayan evrensel
değerleri ülkü edinen herkesi bilimsel düşünce
ve araştırmaya, üniversite özerkliğine ve akademik
özgürlüklere sahip çıkmaya davet ediyoruz.”