İktidar güçsüzleştikçe sertleşiyor,
sertleştikçe güçsüzleşiyor, güçsüzleştikçe daha çok sertleşiyor ve
bu kısırdöngü sonunda cezaevlerini gittikçe
kalabalıklaşıyor:
Bilmiyorum, zaman zaman cezaevlerine girmesi
yasaklanan Cumhuriyet gazetesi mahkûm ve
tutuklular tarafından okunabiliyor mu?
***
Bugün onlardan birinin, hatta belki
de şu anda içeride yatanlardan birinin ya da birkaçının, haksız
yere hapse yolladığı ve yıllarca parmaklıkların arkasında yatırdığı
bir eski mahkûm/askerin bir kitabından bazı alıntılar
yapacağım.
Bu alıntıları yaparken, bu satırları
okuyanların “keser döner sap döner gün gelir hesap döner” özlü
sözünü anımsamalarını ve haksız hukuksuz, adaletsiz bir biçimde
hapsedilenleri unutmadığımızı bilmelerini
istiyorum.
***
Ahmet Yavuz’un
Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayımlanan
“VESAYET SAVAŞLARI: İleri Demokrasi Hayalinden Darbe
Gerçeğine” adlı kitabı hem Türkiye’deki “Vesayet
Savaşlarına” hem de Suriye’deki “Vekâlet Savaşlarına”
ışık tutuyor.
Önce “Vesayet savaşları” konusunda
yazdıklarına bakalım:
“Askeri vesayet dış destekli olarak
yürütülen kirli bir savaşla ortadan kaldırılmıştır.
Bunun için atılan ilk adım ordumuzun
itibarsızlaştırılması olmuştur. Bu maksatla medyada yapılan
yayınlar etkili olmuş, TSK vazifesini yapamayan bir ordu durumuna
düşürülmüştür.
Bu süreçte hukuk maşa olarak kullanılarak,
TSK’nin onurlu mensupları mahkemelerde, cezaevlerinde
süründürülmüştür.
Tüm bunlar, demokrasi geleceği vaadiyle ve
müthiş bir algı operasyonuyla yapılmış, toplumsal destek
sağlanmıştır.
Bir dönemin hesabı masum insanlar üzerinden
sorulmuş ve açık hukuksuzluklar yanında ahlak da ayaklar altına
alınmıştır.
Bu noktaya iktidarın ve komuta
heyetinin ortak hatalarıyla gelinmiştir.”
(s.255)
Bu satırları, alıntı yaptığım kitabın yazarı
Ahmet Yavuz’u haksız ve hukuksuz bir biçimde hapse yollayanlar da
okuyorlarsa bilsinler ki onların da adil bir biçimde
yargılanmalarını istiyorum.
Zaten daha o zaman bu haksızlık ve
hukuksuzlukları, bütün uyarılara rağmen yaparlarken bile,
“Adalet bir gün size de lazım olacak, o zaman da yine ben sizin
adil yargılanmanız için haklarınızı savunacağım”
demiştim.
***