Değerli bilimci Prof. Erol Manisalı,Türkiye’nin genel
durumunuçözümlediği Salı günkü yazısınaşöyle başlıyordu:
“• Parlamento’suz ve parti’siz bir düzenegötürülüyoruz.
• AKP’nin ne olacağına bir kişi karar veriyor.
• HDP Meclis’ten dışlanıyor.
• MHP’nin kongresi ‘engellendiği için’, baraj altı kalmaya itilmek
isteniyor.
• CHP gerekli atılımları yapamıyor, ‘statükocu’ konumuna sokuluyor.
Sistem kilitlenmiş durumda, ‘ülke sanki kendini yok etmeye
programlanmış bir bilgisayar’ gibi.”
***
Manisalı’nın özetlediği durum tam bir “Sivil Darbedir”:
Parlamentosuz, partisiz, hukuksuz, bir tek adam diktatörlüğü!
***
Türkiye’nin bu duruma gelmesinde en büyük sorumluluk hiç
kuşkusuz Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarıdır.
Onlara da en büyük desteği, solculukları ve liberallikleri
“kendilerinden menkul” (yani kendi kendilerini öyle niteleyen ama
aslında öyle olmayan) “kullanışlı aptallar” verdi...
Bunlar dinci-mezhepçi çizgide duraklamış bir partiden demokrasi
bekleyen...
Adaleti, siyasal iktidarın emrine veren “Yetmez Ama
Evet’çiler”...
Ve “Suriye konusunda savaş kışkırtıcılığı yapan” zavallılardı.
Aynı zavallılar, Silivri davalarındaki büyük haksızlık ve
hukuksuzluklara da göz yuman, “Kurunun yanında yaş da yanar”,
“Türkiye bağırsaklarını temizliyor” diyen, faşist ruhlu sözde
demokratlardı.
***
Şimdi bunlar olanca yüzsüzlükleriyle yine “kamuoyu lideri”
pozisyonlarında her yerde ahkâm kesiyorlar:
SADECE ordu karşıtlığını demokratlık, SADECE Kürt etnikçiliğini
solculuk sanıyorlar!
Böylece, mezhepçi-milliyetçi faşistlerin değirmenine su
taşıyorlar.