18 Eylül’de bu köşede bu iddiayı yazdıktan kısa bir süre sonra Fatih Altaylı da yazısında benzer iddialar olduğunu, hatta Türkiye’de üretim yapan Alman bir markanın çalıştığı Türk yan sanayi şirketine fabrikasını başka ülkeye taşımasını, aksi takdirde alımı durduracağını söylediğini aktardı. İşte tüm bu iddiaları Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Alper Kanca’ya sordum. TAYSAD üyelerinin Alman müşterileriyle ve tedarikçileriyle olan iş ilişkilerini ve tüm gündelik iş süreçlerini normal düzeninde devam ettirdiğini kaydeden Kanca şunları söyledi: “Bugün itibariyle, Alman OEM’lerin Türkiye’den parça alımını durması, spekülatif bir söylem gibi duruyor doğrusu. Bugün için bu durum olmasa da, firmalarımızın uzun vadede proje kayıpları yaşaması tehdidi de söz konusu. Alman müşterilerimizin, Türk tedarikçilerden kısa vadede parça alımını azaltması ya da sonlandırması beklenmez; ancak politik gerginliklerin devamı, orta vadede iki ülkenin şirketlerinin de diğer taraf ile sözleşmelerini yenileyip yenilemeyeceğini gündeme getirir. Yeni sipariş verilmesi sırasında gerginliklerin mutlaka yansımaları oluyor. Kurumsal olarak alınmış kararlar olmasa da, şirketlerin karar vericilerinin daha önce sempatiyle bakılmış bir ülkeye yönelik kişisel kırgınlıkları, antipatileri etkili olabiliyor. Aynı şartları sunan iki üretici arasında, daha evvelden bir şekilde tercih edilen Türk tedarikçi, bu gerginlik sebebiyle tercih edilmeyebiliyor. Gerginlik ve karşılıklı ticari kısıtlamalar sadece Türkiye’ye zarar vermez. Ülkeler arasındaki olumsuzluklardan her iki taraf da belli ölçüde etkilenir. Bu sebeple, hem Türk hem de Alma...