Özetle Bakan Özlü yerli otomobilin
yaygınlaştırılması ve piyasaya güçlü bir giriş yapabilmesi için
Özel Tüketim Vergisi’nden (ÖTV) muaf tutulacağını kaydederek, en az
3, en fazla 5 ismi bir araya getiren bir ortaklık modeli
kurulacağını ifade etti. Bakan Özlü yerli
otomobilde önceliğin ise elektrikli motor, batarya ve yazılım
teknolojisinde olacağını, kullanımı yaygınlaştırmak için de teşvik
edici düzenlemeler yapılacağını söyledi. Bu açıklamaları duyan bazı
gazete ve internet siteleri haberi manşetlerine taşırken aslında
Özlü’nün söylediklerini pek bir araştırma ihtiyacı
hissetmemişti. Öncelikli olarak zaten en başından bu yana yerli
otomobilin elektrikli olacağını biliyoruz. Yani bakanın
önceliklerinin bu yönde olacağını söylemesi yeni bir şey değil. Ama
en kritik nokta ve herkesin büyük bir gelişme olarak yansıttığı
konu yerli otomobilin ÖTV’siz olacağıydı. Şaka mı yapıyorsunuz?
Bugün Türkiye’de benzinli ve dizel araçların ÖTV’si yüzde 45’ten
başlayıp yüzde 160’a çıkarken, elektrikli otomobillerin ÖTV’si
sadece ve sadece yüzde 3. Yerli otomobil eğer normal konvansiyonel
motorlardan birine sahip olsaydı, ÖTV desteği gerçekten büyük bir
adım olurdu. Ama bakanın bahsettiği muaf tutulacak ÖTV oranı sadece
3. Bu teşvik inanın hiç bir babayı yiğit yapmaz. En başından beri
söylüyorum yine tekrarlayayım; yerli otomobili cazip hale getirmek
için devletin alım garantisi vermesi lazım. Örneğin; “Yılda
50 bin adedini biz alacağız” demeli ki, taşın altına elini
sokanlar sıraya girsin. Aksi takdirde bu işe bu şartlarda sadece
zorla girilir. BOYNUZ KULAĞI
GEÇTİ
GEÇTİĞİMİ...