Gezi ayaklanması sırasında "köprüyü de yaptırmayacağız, havaalanını da yaptırmayacağız" diye bağıranları biliyoruz.
Bunlara verilecek en güzel yanıt birer açılış davetiyesi göndermektir. Altına da "cumhurbaşkanımız sizi çok çok öper" yazacaksın!
Hatta köprünün küçük bir maketini yapıp hediye edeceksin ki evine götürsün, uygun bir yere soksun.
Bir de köprü yolunun yapımı için "milyonlarca" ağaç kesildiğini iddia edenler çıktı. Ya hiç dayak yememişlerdi, ya da sayı saymasını bilmiyorlardı.
Bu tür zavallılık tezahürlerini "muhalefet yapmak" sanıyorlar.
Örneğin, Emek Sineması eskisinden daha görkemli olarak yeniden kurulunca artık daha fazla atacak çamur bulamayıp "ama eskisi düzayaktı" diye mızıldanan da çıktı.
Haydarpaşa Garı'nda kitap şenliği düzenlemişler, araya "trenimi isterim" sloganını da sıkıştırmayı ihmal etmemişler.
Ankara'ya yetmiş dört liraya uçak kalkıyor, bunlar kara treni özlüyorlar.
Haritada Kurtalan'ın yerini bulup gösteremeyecek enteller, merhum Barış Manço'dan duymuş oldukları Kurtalan Ekspres'i istiyorlar.
Nâzım Hikmet 1941 yılında oradan mevcutlu olarak trenle gitmiş ya, onlar da gidecekler. Merdivenlerde güneş, yorgunluk ve telaş, falan filan.
Bu arada Hakkâri'ye havaalanı yapıldı, hangi muhalif budala Hakkâri Havaalanı'nı rüyasında olsun görebilirdi?
Bakınız şimdi bir de "Yassıada nostaljikleri" çıktı.
Yassıada, orayı üs olarak uzun süre kullanan deniz kuvvetlerimiz boşaltınca bir mezbeleliğe dönüştü, metruk kaldı.
Bir ara turizme açılması düşünüldü. Sonunda, orada 1960-61 yıllarında sergilenmiş olan korkunç kepazeliğin anısına bir "Özgürlük ve Demokrasi Adası" projesi yapıldı. Bir otel, bir müze, bir konferans salonu vb.
Cumhuriyet Halk Partisi ve bir avuç "geçkin Cihangir güzeli" buna karşı çıkmış! Tekne tutup adaya çıkarma yapmaya kalkmışlar.
Neden?