Eylül ayı yaklaştıkça muhalif gazeteciler
heyecanlanıyorlar...
Yok, bu sene palamut yokmuş ama bol hamsi varmış, ondan
değil...
Bazı barolar "adli yıl" açılışına gidecekler mi, gitmeyecekler
mi?
Buna çok önem veriyorlar.
Muvafık avukatlar gidecekler, CHP ve HDP'li avukatlar
gitmeyecekler.
CHP'li olarak bilinen Metin Feyzioğlu'nun (ki bütün baroların ortak
başkanıdır, bir "üst başkan"dır) gideceğini açıklaması küfür
yağmurları başlattı. Tayyip Erdoğan'dan nefret etmediği için
kendisine uzun süredir hakaret ediliyordu.
Adli yıl, "nutuk atmak" için vesile kabul ediliyor.
Oysa isteyen istediği zaman konuşur, ille bir "yılbaşı"
gerekmez.
İlle de hükümete uyuzluk etmek isteyene yollar çoktur, mıntıkalar
çoktur, İsmet Paşa'nın deyimiyle...
Bütün bunlar da halkın hiç umurunda değil.
Konu yılsa, halk Galatasaray'ın bu yıl niçin çuvalladığını
tartışıyor.
Neden adli yıl?
Adli tatil bitiyor da ondan.
Peki neden adli tatil?
"Tıbbi tatil" var mı ki adli tatil olsun?
"Köylüye" yönelik bir uygulamadır, köylünün harmanı ve hasadı bırakıp adliyede iş ve dava takibine koşmaması için düşünülmüştür. O zamanlar köyden adliyenin bulunduğu şehire ya da kasabaya gidip gelmek bayağı bir zaman ve güç sarfıydı.
Eh, bu arada adliye personelinin de "çok özlediği İstanbul'a bir aylığına rahat rahat gidip gelebilmesi için" tabii...
Esas olarak halkı mı düşünmüşlerdi, bürokrasiyi mi, tartışılır.
Türkiye artık otuzlu yıllarda yaşamıyor. On sene sonra o otuzlu yılların "bir yenisi" geliyor...
Adli tatilde "nöbetçi mahkemeler" var...
Hani onlara tatil? Adliye personeli "nöbet bittiği zaman" yıllık iznine çıkıyor. Peki ötekiler niçin öyle yapmasınlar?