Açlık grevi yapan iki kişi vardı, grev 324 gündür
sürüyordu...
Açlık grevinde, biliyorsunuz, aç kalınıyor ama "hafif gıdalar"
alınabiliyor.
Aslında, zayıflamak isteyen muhalif hanımlar için "ideal" bir
yöntem.
Hem kilo veriyorsun hem hükümete çakıyorsun.
Muhalif basın bu açlık grevine yaslandı da yaslandı, "ha öldüler ha
ölecekler" havası yaratıp bunu hükümete "vurmak" için kullandı.
Grevciler, yaptıkları grevin amacını "kovulmuş oldukları işlerine
iade" olarak açıklamışlardı. Yani, işlerine iade edildikleri anda
grevi bitireceklerdi.
Bu arada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurdular,
reddedildiler.
Şimdi, 324 gün sonra OHAL Komisyonu'ndan da karar çıktı:
Karar, red. Yani işlerine iade edilmeyecekler.
Bunun üzerine grevci vatandaşlar ne mi yaptılar?
Grevden vazgeçtiler!
Yargı yoluna başvuracaklarmış...
Aklımıza iki şey geliyor. Bir:
"Madem öyleydi, biz bunu niye yedik?" diye biten ünlü fıkra...
İki: Muhalif basın sömürmek için kendine daha ciddi konular
arasın.
Örneğin, Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşte düşen tırnakları... Sevimsiz
hatta iğrenç ama etkileyici...