Bazı gazetecilerde çok ciddi bir telaş ve korku var.
Kendilerini her Allah'ın günü başkanlık sisteminin sakıncalarını
sayıp dökmekle yükümlü görüyorlar.
Etkileyebilecekleri alt tarafı birkaç bin kişidir...
Çeşitli derelerden getirdikleri suları aslında tek bir cümleyle
özetleyebiliriz: "Eyvah, gene Tayyip kazanacak, hep Tayyip
kazanacak!"
CHP amigoluğuna soyunmuş bu vatandaşlar, eğer Kılıçdaroğlu'nun ya
da başında kim olursa olsun CHP'nin en ufak bir kazanma ihtimali
olsaydı, bu sisteme bu kadar ters bakmayacaklardı!
Son buldukları "argümanlardan" biri de şu: "Bakanlar meclis
dışından alınıyor, başkan tarafından belirleniyor, meclisin
bakanları denetleme, hesap sorma yetkisi yok."
Evet, yok. Çünkü buna gerek de yok.
Olursa, buna "yasamanın yürütme üzerinde tahakkümü" denir.
Yeni sistemde gensoru da yok.
Yani, muhalefetin "çok güçlü olmayan bir bakanı gözüne kestirip
gensoruyla üstüne çullanma ve düşürebilirse de hükümet cephesinde
bir gedik açma imkânı" bulunmayacak.
Sorun biraz da "eski kavramlarla" düşünme alışkanlığından
kaynaklanıyor.
Yeni sistemde, bildiğiniz şekilde "bakan" olmayacak ki!
Bakanlar, bir anlamda başkanın "yardımcıları" alt tarafı.
Ya da şöyle söyleyelim: Her işe birden kendisi bakamayacağı için
çeşitli alanları ve görevleri paylaştırdığı bir "ekip"... Tedvire
memurlar...