Madem ki Kılıçdaroğlu pes etmiyor, biz de etmeyeceğiz. Yalan ve
yanlış konuşmakta kararlı, biz de döne döne yüzüne vuracağız.
Utanması yok, bizim de sıkılmamız olmayacak.
Madem ki göz göre göre "başkanlık sisteminde başkan muhtarları
ortadan kaldırabilir" diyebilecek kadar fütursuz, biz de ona
acımayacağız.
Son günlerde, onca eleştiri bir kulağından giriyor öbür kulağından
çıkıyor, hiç tınmadan, aynı palavraları evirip çevirip her gittiği
yerde gene sıkıyor.
CHP amigoluğu yapan muhalif basın bile onun bu tavrından sıkıldı
da, ona verdiği yeri gitgide azaltıyor. Aydın Doğan'ın adamları
hazreti sayfa dibine düşürdüler. (Demirören gazeteleri kendisine
daha sıcak bakıyorlar...
Çünkü Aydın Doğan'ın satacak daha başka malları da var ama
Demirören gazetelerinin tek umarı CHP'li emekli Ayşe Teyze'yi
gıdıklamak...) Bakın gene ne demiş:
"Yedi düvel Çanakkale'yi geçmek istedi."
Sadece İngiltere ve Fransa geçmek istedi, Yeni Zelanda'yı falan da
"İngiliz ordusu" kapsamında düşünürsek.
İki düvel eder.
Peki peki, hadi "Anzac'ları" da sayalım, üç düvel etsin.
Geri kalan "düveller" neredeydi? Hani İtalya, hani Japonya? Rus
donanması nerede?