Deprem fırtınası geçti ama çadır, battaniye, ille de düdük
satışları sürüyor. (En ucuzu düdük, onu tercih et.)
Meteoroloji de ısrarla "yağmur uyarısı" yapıyor.
Yaratılan histeri ortamı bizi "Allah'ın
yağmurundan bile korkar
hale" getirdi.
Bu arada, halka yol göstermesi amacıyla bir kitap yayınlanmış:
"Birey ve Aile İçin Depremde 72
Saat"...
Diyelim ki almak istediler, bu kitap nerede bulunacak?
Bir zamanlar bana "kitaplarınızı nerede
bulabiliriz abi" diye sorarlardı. (Ben de
"eczanede ya da kasapta" diye
cevap verirdim.) Lumpen "kitapçı yolu" biliyor mu
da gidip alacak?
Kimbilir kaç lira...
Kitaba para verilir mi? (Ya araklanır, ya da arkadaştan
kaynatılır.) Üstelik Atatürk'ü anlatmıyor.
Yılmaz'ın kitabı değil ki bu, keklenecek kerizler bin beş yüz
lirayı bastırsınlar...
Yoksa parasız mı dağıtılacak?
Bak o zaman kapış kapış gider.
Ama okunmaz.
Hani "çocuğa derslerinde lazım
olur" diye kupon karşılığı alınan ve asla kapağı
açılmayan çarçur gazete kitapları gibi...
Lumpen gazete okumakta bile zorlanıyor, kitabı nasıl okuyacak?
*** Kitapta çok
derin hikmetler var.
İlk "sıfırıncı saniye" çok önemliymiş.
O anda en önemli şey, "içinde yaşadığımız
şehrin doğru planlanması"...
Türkiye'de bulunmadığı için, deprem başlayınca hemen doğru
planlanmış bir şehire, örneğin Paris'e, New York'a ya da Chicago'ya
taşınacaksın. Viyana da iş görür. Tercihan Melbourne ya da Sydney.
"Açık bilet" al, elinde bulunsun.
Sıfırıncı saniyede atlar...