"Hayır, Yunanistan'da" diye düzeltilince de "hadi lan,
Atatürk'ün Yunanistan'da ne işi var" dedi.
Rusya'da ne işi olduğu sorusu kendisine sorulmadı.
Genel kültürümüz o kadar yüksektir ki, çok kişi, ama gerçekten
çok kişi "Osmanlıca isim tamlaması" bilmez. (Ona bakarsan Türkçe
isim tamlaması da bilmezler, "para durumu" diyeceklerine "parasal
durum" derler.)
Atatürk'ün ünlü lafını alalım: "Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı
müdafaa vardır."
Bunu çok kişi, ama gerçekten çok kişi, "hattı müdafaa yoktur, sathı
müdafaa vardır" şeklinde algılar.
Oysa birincisi "savunma çizgisi", ikincisi "çizgiyi savunmak"
anlamına gelir.
İkisi farklı şeylerdir.
Ama "liselere Osmanlıca dersi konulsun da mallar öğrensinler"
deyince bize küfür ederler.
O zaman Atatürk'ü de Hıfzı Veldet "çevirisinden" okumak zorunda
kalırsın.