Gökkubbe altında Atatürk hakkında söylenmedik hiçbir söz,
yazılmadık hiçbir şey kalmamıştır. Yok canım, emekli bir
bürokratımızın salladığı gibi öyle "on binlerce kitap" falan da
değildir bu!
"Atatürk o kadar büyük ki herhalde hakkında bilmemkaç bin kitap
yazılmış olsa gerektir" diye düşünülmüş...
Biyografisini okumak isteyenlere Şevket Süreyya'nın ya da Lord
Kinross'un sade suya tirit eserlerini değil, Andrew Mango'nun
esaslı çalışmasını tavsiye ederiz. Aydın Doğan'ın DR dükkânlarını
kaplayan ve birbirinden moloz aşk romanlarının arasına ite kaka
sıkışmış "faşo" kitaplarını boşveriniz. Yerde kalem bulan Atatürk
kitabı yazmaya koyuldu çünkü... Eskiden emekli memurlar çiçek
sulamak, tavuk yetiştirmek, torun gezdirmek gibi işlerle
uğraşırlardı, şimdi Atatürk kitabı yazıyorlar.
Bir kalıyor gazeteci zevzeklikleri. Hani şu milli bayramlarda
ısıtılıp ısıtılıp servise konulan lafazanlıklar. Kahveyi nasıl
içerdi, falan.
Babıali, böyle günlerde Atatürk'ün müthiş bir yanını daha hep
yeniden keşfeder. Eskiden orduya yağ çekmek için yaparlardı, şimdi
CHP'ye oy toplamak için yapıyorlar.
Libya'da gizemli bir ihtiyarla karşılaşmış, adam el falına bakmış
da "sen padişah olacaksın" demiş...