Hayatta çok şey olduk ama bir "lord" olamadık gitti anasını satayım.
Sarışın değilim, baston yutmuş gibi yürümüyorum sallana sallana gidiyorum, ondan herhalde.
Toprak sahibi değilim, acaba TOKİ evlerinden birine "topraktan girsem" sayılır mı?
İsviçre'ye "leydilik" okuluna gitsem almazlar, adı üstünde, "lortluk" okulu değil ki bu.
Para da yok.
Ama hoştur ha, birilerinin sana "maylort" demesi.
Bundan kırk beş yıl önce Londra'da bir taksiye binmiş, üç sterlinlik yol gidip beş sterlin vermiş, "üstü kalsın" demiştim de, herif inip kapımı açmış, yerlere kadar eğilip "thank you my lord" demişti, oradan bilirim!
***
Meğerse çok kolaymış...
"Niçin bizde aristokrat yok, hani Şarkikaraağaç Dükü, nerede Şebinkarahisar Kontu, Akdağmadeni Markisi" diye üzülüyorduk, üzülmeye hiç gerek yokmuş.
İskoçya'nın Glencoe bölgesinden 1 metrekare toprak alana "Lord" ya da "Lady" unvanı veriyorlarmış.
Ücreti mukabilinde... Ücret 105 sterlin, yani 750 lira. (Ben iki sterline olmuştum, ama o zamanın parasıyla tabii.)
Türkiye'den 40 bin kişi almış. 24 bini dişi, 16 bini erkek.
Böylece ödediğimiz toplam para 4 milyon 200 bin sterlin, yani 30 milyon 30 bin lira.
İsteyen otursun hesaplasın, kaç çocuk okutulur, falan filan.
1 metrekareye mezar bile sığmaz.
Kaldı ki, tapusu senin bile olsa, kimse Glencoe'ya gömülmek istemez. Bayramda "kabir ziyareti" yapmak isteyenler nasıl gidecekler?
Senin olan ama senin olmayan topraklarda uzaktan kumandayla mı "lortluk...