Deniz Baykal'ın kızı Aslı Baykal CHP'den istifa etti.
Kılıçdaroğlu'na da ağır sözler sarfetti.
Bugüne kadar ne beklediği, babası aşağılık bir FETÖ komplosuna
kurban gidince neden ağzını açmadığı, tepki vermediği merak
konusudur.
Bugüne kadar nasıl bir "sol eylem" içinde bulunduğu, ne
demiş, ne yapmış olduğu da merak konusudur.
Meğerse babası da solcuymuş, kızı da solcuymuş!
Bilmiyorduk doğrusu.
Ama bu sorular sorulmayacak... Çünkü Aslı Hanım şimdi birtakım
hamşoların umutlarını yeşertiyor!
Önce "parti kuracak" diye bir taraflarından salladılar,
şimdi CHP kanadına döndüler.
Hanımın "potansiyeli" varmış.
Bu hanımın Deniz Baykal'ın kızı olmaktan öte ne marifeti
vardır?
Çok değerli bir biyokimya profesörü olabilir, ben ondan söz
etmiyorum.
Tıp Fakültesi'ne dekan seçmiyoruz.
Aslı Hanım "solun lideri" olabilir mi, bu
tartışılıyor...
Efendim CHP eskiden sol partiymiş ya, şimdi şirazesinden çıkmış,
acaba onun yönetiminde gene eski çizgisine döner miymiş?...
Tabii bunun için önce Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir şekilde CHP'nin
başından gitmesi gerekiyormuş.
Bu da yeterli değilmiş. "Tabanda" da bir "ulusal
sol" arayışı gerekliymiş.
Çünkü CHP cephesinde Kılıçdaroğlu'yla "papaz olmuş" da
çok kişi varmış. (Arslan Muharrem ne güne duruyor?) Bunları da
peşine takıp...
Oyları gene yüzde 24'e takılacak bir ulusal sol parti...
CHP pusulasını da şaşırsa yüzde 24, fabrika ayarlarına da dönse
yüzde 24, sağa da yatsa yüzde 24, sola da yatsa yüzde 24...
CHP'nin "kemiğini" tanımıyorlar.
Bir ulusal sol partiye gerçekten ihtiyaç var mı, önce onu
düşünseler...
Bu partinin yönetiminin Ak Parti'nin yönetiminden ne farkı
olacaktır?
İşçiye biraz daha zam... Bu mudur?
Böyle bir "hareket" gündemde olsaydı lider de çoktan
çıkardı...
Gündüz gözüyle rüya görmeyiniz.