Komünist Parti son seçimde yüzde 0.33 oy aldı, yani her yüz
kişiden birinin de üçte biri, ancak bir kolu ya da bir bacağı.
Seçime katılan 47 buçuk milyon kişi arasında komünistlere oy veren
seçmen sayısı da 13 bin 732... Ferhan Şensoy'un
deyimiyle "sandığa birer kırmızı karanfil bırakmışlar"...
Bugünkü yazımı bu 13 bin 732 hamiyetli vatan evladı için yazıyorum
ve onlara bir müjde vermek istiyorum: Küba Wi-Fi ile
tanışıyormuş!
Wi-Fi, pis kapitalist ve emperyalistlerin insanları daha iyi
sömürebilmek için icat ettikleri"kablosuz Internet
bağlantısı"...
Wireless Fidelity...
Ama bu yalnızca 35 merkezde olacakmış.
Başkent Havana içindeki 35 merkezde yani, ülkenin başka yerlerinde
Wi-Fi yok.
Daha önce hiç bağlantı yok değilmiş, tam 155 bilgisayar odasında
kablolu Internet varmış zaten. Bütün Küba'da yüz elli beş
nokta.
Varmış ama öyle lagalugaya da izin vermiyorlar, Küba'da Internet
yalnızca "kültürel etkinliklerde" kullanılabiliyor.
Öyle herkesin kendi evinden ya da işyerinden takılması da sözkonusu
değil, kalkıp kablo döşenmiş "modemli mekanlardan" birine
gideceksin...
Herkes değil! Internet kullanımı yalnızca gazetecilere, doktorlara,
avukatlara ve akademisyenlere tanınan bir hak!
Öğrenci olmak yetmiyor. Babanın bisiklet almak için önce karneni
görmek istemesi, ya da sevdiğin kızın babasının kızı vermek
için "önce diploma" demesi gibi, önce üniversiteyi bitir,
ondan sonra Internet'e gir!
Küba büyük bir atılım yapıyor. O kadar büyük bir atılım yapıyor ki,
yüz elli beş nokta demiştik, düzeltiyorum, evlerin de yüzde üçüne
kablolu servis verilmiş!
Böyle giderse, belki günün birinde Kuzey Kore de ikinci bir
televizyon kanalına kavuşacaktır.