Meclis'te İçişleri Bakanı'na sormuşlar.
Yürürlükteki anayasada böyle bir "müessese" vardır, bir
milletvekili çıkar, bakanlardan birine soru sorar.
Bunu genellikle muhalefet yapar, amaç hükümete uyuzluk
etmektir.
O da cevap verir.
Böylece soruyu soran "aydınlanmış" olur.
Eee? Ne değişir?
Hiçbir şey.
Sistem, "dostlar alışverişte görsün" sistemidir.
Hani Ankara'ya çay içmeye gelen seçmenlerinden biri sıkıştırırsa,
"vallahi soruyorum işte ya kardeşim" diyebilme imkânı sağlar. Fakat
"cevap alamıyorum" da diyemez tabii.
Yakında tarihe karışacak olan "gensoru" da böyledir. Alakalı
alakasız konularda gerek bakanlardan biri gerekse hükümetin tamamı
hakkında gensoru istenir ve... çoğunluk oylarına sahip olan iktidar
partisi tarafından reddedilir.
Bunun böyle olacağı en başından bellidir ama kendi seçmen dostları
muhalefeti alışverişte görmüş olurlar.
Bunlar, öve öve göklere çıkardıkları parlamenter sistemin yararsız
cilveleridir.
Kazara gensoru "tutarsa" da, konuşmalardan sonra güvenoylamasına
gidilir ve eğer hükümet zayıfsa, bıçak sırtında duruyorsa,
düşürülür.
Yani ülke siyasi krize girer.
İş uzar, tadı kaçarsa da, Ecevit'in deyimiyle "biri çıkar, düdüğü
çalar"...
Biz o düdüğün artık çalınamaz olmasını istiyoruz.
Başkanlık sistemine karşı çıkanlar da, huyları kurusun, ara ara o
düdüğü özleyenlerdir.
Çünkü "hakem hatası" olmadan gol atmaları, maç kazanmaları mümkün
değildir. Şampiyonluk için umutlarını federasyona bağlayan
yeteneksiz kulüp yöneticileri gibi...
***
İçişleri Bakanı'na "terör durumunun vaziyetlerini" sormuşlar.
O da anlatmış.
Geçen yıl Türkiye'de tam 339 saldırı girişimi engellenmiş, yapmayı
planlayanlar enselenmiş.
Bunların 313'ü PKK, 22'si DEAŞ, 4'ü yasadışı sol örgüt üyesi.
Tam 247 bomba yakalanmış.
61'i bombalı araç, 23'ü canlı bomba, geri kalanlar da evlerde
mevlerde, imalat mahallinde.