PKK örgütünün ayaklanmayı yeniden başlatması üzerine devletin giriştiği beklenmedik ölçüde sert operasyon, güneydoğuda birçok ilçenin yıkılmasına yol açtı. Halk devlete değil, başına bu işleri açan PKK'ya tepkilidir. Bu da HDP oylarının başaşağı gitmesine neden olmuştur. Bu partinin bir dahaki seçimde meclise girebileceği çok şüphelidir. Fakat konumuz yıkılan binalar. Birçok ilçemiz, iç savaşta hasar görmüş Suriye kentlerine benzedi. Ya da eski Beyrut'a. Cizre, Silopi, Diyabakır'ın bazı mahalleleri berbat durumda. "Şahtı şahbaz oldu" da diyebilirsiniz tabii. Bunlar elbette "tamirat" görecekler. Devlet az hasar gören binaya on bin lira verecekmiş, çok hasarlı evleri de yıkacakmış. Parasını, ele geçirirsek belki Cemil Bayık'tan tahsil ederiz! Fakat cumhurbaşkanı "tamirat değil süratli bir şekilde topyekun bir kentsel dönüşüm yapılsın, hiç vakit kaybetmeyin" şeklinde bir talimat verdi. On bin lira, ancak mermi deliklerini sıvayla kapatmaya, üstüne bir de badana çekmeye yarar. İzbe, izbe olarak kalır. Bu binaların hepsini "temizleyip", molozları kaldırıp, yerlerine daha güzel ve daha sağlamlarını yapmak, Silopi'nin, Cizre'nin "çehresini değiştirmek" daha radikal ve akılcı yoldur. Fırsat bu fırsattır.