Belediye seçimlerinin zamanında mı yapılacağı (Mart 2019) yoksa
bu sonbahara yani erkene mi çekileceği necip Türk matbuatını pek
ilgilendiriyor.
Malzeme. Ekmek parası.
Ne zaman yapılırsa yapılsın, sonuçları biz şimdiden
açıklayalım:
CHP, "kaleleri" sayılan Edirne, Çanakkale, Tekirdağ gibi yerlerde,
herhalde İzmir'de de kazanacak. Ayrıca İstanbul'daki kaleleri
Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy'de de. Bu arada Tunceli'yi de
unutmayalım.
Bir ya da iki kırlık beldede de komünistler kazanır, basın
hamşoları bayram ederler, "bu deneyi izlemek gerek" falan diye
yazılar yazarlar.
Kılıçdaroğlu "biz kazandık, Ak Parti kaybetti" diyecek.
Muharrem İnce yeni bir kurultay isteyecek ve başaramayacak.
Hayat devam edip gidecek...
Filmi görmüştünüz ama yeniden izleyeceksiniz.
Ne o, Kemal Sunal filmlerini tekrar tekrar seyretmiyor musunuz?
İşte onun gibi bir şey.
Bakın bakın gülün.
Bunu da elhak başardı.
Sürülen yaldız şimdi artık sapır sapır dökülüyor ama temelde başardı sayılır.
CHP'nin başka hiçbir esbabı mucibesi yoktur ve olmamıştır.
"Halkı adam etmeye çalışmış" bir zümre partisidir.
Sanayileşme gibi "hayati" bir meseleye aldırmamış, hep "eğitimi" ön planda tutmuştur.
Yirmili yılların "otoriter" yönetimi otuzlu yıllarda açık "faşizme" dönüşmüş, faşist CHP kodamanları Atatürk'e bile posta koyar hale gelmişlerdi...
Dünya savaşını Almanya kazansaydı CHP'nin de işleri tıkırında gidecekti...
CHP'nin işi 1950 yılında bitmiştir.
O günden bugüne, tam altmış sekiz yıldır CHP "devrimleri korumak ve kollamak" teranesiyle, iktidardan düşmüş bürokrat zümresini yeniden iktidara getirmek için çırpınmaktadır.
Zaman zaman bu işi doğrudan üstlenen darbecilere hep çanak tutmuş, onları hep kollamış ve desteklemiştir ama bu "iktidara döner gibi olduğu" özel dönemler hep kısa sürmüştür.
Bir türlü iktidara dönemeyince de yalpalamaya başlamış, Amerikan tarzı sululuklardan (Kasım Gülek) sosyaldemokrasiye (Bülent Ecevit), oradan Alevi hizipçiliğine kadar her yolu denemiş, sağdan sola, soldan sağa her yöne savrulup durmuştur.
Hiçbir zaman iktidara gelemeyeceğini çok iyi bilen Kılıçdaroğlu "hiç olmazsa eldekini korumaya" çalışınca kötü kişi oldu...
Aslında Kemal Bey hepsinden daha gerçekçi!
Bürokrat vesayetini taşralı bir lise öğretmeni mi yeniden kuracak? Güldürmeyin.
Kolay olsaydı Osman Bölükbaşı başbakan olurdu yahu, o da Haydarpaşa Lisesi'nde matematik öğretmeniydi.