Bağımsız Türkiye Partisi diye bir parti varmış, seçimlerden
çekildiğini açıklamış.
Demokrasimiz için çok büyük bir kayıptır!
Araştırdık, CHP küskünlerinden Haydar Baş'ın kurduğu partiymiş,
geçen seçimde oy oranı yüzde 0.18...
Gönül, geçen seçimde yüzde 0.04 almış başka bir küskünün, Emine
Ülker Tarhan'ın Anadolu Partisi'nin de ayakta kalıp şimdi
seçimlerden çekilmesini arzu ederdi...
Kongresini yaptığını, bütün illerde de örgütlendiğini iddia eden
Dolunay Partisi'nin de çekilenler kervanına katılmasını isterdik.
Seçimlere sokulmamakla büyük haksızlığa uğradı.
Önce girer gibi yapacaksın, sonra çekileceksin ki haber
olasın...
Ama geçen seçimde yüzde 0.25 oy alan Vatan Partisi arslanlar gibi
direniyor!
Direnmekle kalmıyor, genel başkanı da cumhurbaşkanlığına oynuyor!
(Geçen seçimden önce "baraj sorunumuz yok" demişmiş, Internet'te
rastladım, sabah sabah iyi geldi... Güne gülerek başlamak ne
güzel...)
Yüzde 0.68 almış Saadet Partisi de zavallı muhalif basının umudu
oldu.
Bu arada bazı anketçi bozuntuları da iyice kudurdular. Perinçek'in
oy potansiyelini "yüzde 2" göstermişler, muhalif amigolar bile
dalga geçtiler.
(AKP'ye de yüzde 20 münasip görmüşler.)
Bizim Gülgün Feyman da aday olmuştu da şaşmış kalmıştım...
İstanbul belediyesine aday olan rahmetli Levent Kırca'ya şaşmamıştım, ona müstahaktı!
İnsan, kazanması hiçbir şekilde mümkün olmayan bir seçime, sonucunu bile bile nasıl girer? Niçin girer?
Hadi Perinçek kendi reklamını yapıyor, sen neyini yapıyorsun?
Nasıl bir dürtü, nasıl bir "saik" vardır bunun arkasında?
Siyaset sosyolojisi hatta sosyalpsikoloji alanında mükemmel bir araştırma konusudur, ama sosyologlarımız Türkiye'yi kurtarmak gibi derin işlerle uğraştıklarından böyle şeylere ilgi duymuyorlar.
600 aday hem de... Sanki "tulum" çıkaracaklar!
B...