Şeytan dürttü, ortaya bir fit attım: CHP seçimleri boykot
etsin...
Öyle ya, madem hem yeni Anayasa'ya hem seçim kanununa karşı
çıkıyorsun... Akıl ve mantık bunu gerektirmez mi? Kurallarını
beğenmediğin maçta oynamazsın.
Bazı kişiler sazan gibi atladılar.
Çok güldüm.
Boykotu CHP içinden dile getirenler oldu.
Boykotu CHP dışından da dile getirenler oldu. Bazı basın amigoları
fikri benimsediler, CHP'ye bu yolu göstermeye kalktılar:
"Kazanamayacağın belli, bari mızıkçılık et!" Çok güldüm.
Tabii hiçbir çakalın aklına kaynak göstermek, fikrin bu fakire ait
olduğunu belirtmek gelmedi. Daha da güldüm.
Böyle bir boykota Kılıçdaroğlu'nun çapının da, ufkunun da,
yüreğinin de yetmeyeceğini biliyordum. Ayrıca başkan böyle bir
teklifle gelse parti içinde kıyamet kopardı... Meclis koltukları ve
de maaşlar elden gidecek, iyot gibi açıkta kalacaklardı...
Öte yandan, böyle bir boykot iktidarı çok zor durumda
bırakırdı.
"Meşruiyetini" tartışmalı hale getirirdi.
Ama CHP'nin derdi bu değildi.
CHP sürgit "ana muhalefet" olmaya çoktan razıydı.
Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'nin de belirttiği gibi "ülkeyi onlar
yönetsinler, partimi ben yöneteyim" diye düşünüyordu.
Ama bu arada "atıp tutmazsa" da olmazdı tabii...
Şimdi basın amigoları, baktılar partiden hayır yok, halka indiler!
Yeni bir "kurtarıcı formül" geliştirdiler:
CHP seçmeni sandığa gidecekmiş, meclis için oyunu verecekmiş ama
cumhurbaşkanlığı için su koyuverecekmiş!
Yani meclis için geçerli oy, cumhurbaşkanlığı için geçersiz oy
kullanacaklar.
Böylece Tayyip Erdoğan yüzde 80'le falan işi bitirir ama katılım
oranı yüzde 50'nin altına düşermiş. (So what?) Bakalım kaç seçmen,
aritmetik problemi çözer gibi bu ince hesaba akıl erdirecek de
uygulayacak?
Hiç üzülmesinler, yeni saçmalıklar üzerinde çalışıyorum. Günü
geldiğinde önlerine a...