Yirmi yıldan fazladır görmemiştik...
Ortalıkta yoktu... Ortalıkta olması için bir neden de yoktu...
Elbette yaşını göstermiş, ama gene zarif.
Bir zamanlar Türk basınında onun adı geçer geçmez hemen "sarışın
güzel kadın" diye ekleyen zibidiler vardı.
Ne gibi bir çıkar umuyorlardı, bilmiyorum.
28 Şubat darbesiyle birlikte siyasi tarihten silindi.
Geri gelmesi için de bir neden yoktur.
Ama açık kapı bırakıyor, parti mi kuracaksınız diye soruyorlar,
henüz karar vermemiş.
Karar verse ne olacak?
Süleyman Demirel'in mirasını paylaşmaya çalışanlara bir ucundan o
da katılacak.
Varsın kursun. Nasıl olsa canı sıkılan parti kuruyor. Mirasçı çok
olunca o mirastan hayır gelmez.
Ortalıkta "Ecevit'siz Ecevit partisi" gibi birkaç da "Demirel'siz
Demirel partisi" var...
Baraj yüzde 7 değil yüzde 3'e bile düşse Meclis'e giremezler.
Bunlardan biri çareyi "mutabakat
ittifakına" eklemlenmekte buldu, ortalıkta önemli bir
politikacı gibi dolaşıyor. Kimse de inanmıyor.
Öyleyse dertleri nedir?
"Kontenjandan" bir koltuk... Bir kör umut...
Evlerinde otursalar günaha girecekler.
Sanki Davutoğlu ile Babacan'ın, hatta Karamollaoğlu'nun dertleri
kontenjandan birer bakanlık değilmiş gibi...
İnce ile Sarıgül'ün öyle bir umutları bile kalmadı.
Peki beriki ne umabilir?
1994 krizinden sonra ona kim ekonomiyi emanet eder?
Neyse ki arkadan daha beteri, 2001 krizi gelmişti de, 1994
rezaletini unutmuştuk.
Gençler hiç bilmiyorlar. Ama biz daha bunamadık.