Bu memlekette "Lozan 2023'te bitiyor" diye laf çıkaranlar varmış... Bildiğimiz Internet sapıkları, ruhlarının kokmuş çöpünü sanal ortamların tenekesine dökenler olsa gerek.
(Şu Lausanne'ı Lozan yazmayın diye çok debelendik ama sonunda biz de sürüye uyduk. Israr edersek "ukalalık" gibi algılanacak.)
Böyle bir şey yok ve olamaz da.
Lozan "ucu kapalı" bir antlaşma değildir. Antlaşmalar öyle yapılmaz. Molotov-Ribbentrop Paktı'na bile süre konmamıştı, iki taraf da bunun zoraki ve geçici olduğunu bildiği halde...
Türkiye Cumhuriyeti biterse Lozan da ancak o zaman kadük olur, hatta bu bile tartışılır. Çünkü bu tür antlaşmalar "rejimle" değil "ülkeyle" yapılır.
Nitekim, Lozan'ı imzalayan Türkiye Cumhuriyeti değildir!
Lozan'ı "Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti" imzalamış, TBMM de onaylamıştır.
Üç ay sonra cumhuriyet ilan edilmeseydi de TBMM tutup Abdülmecid II'yi tahta geçirseydi bu antlaşma kendiliğinden yürürlükten kalkacak mıydı? Hayır.
Nitekim tek parti diktasında da kalkmadı, çok partili sistemde de, darbelerde de.
Biz Lozan'a toz kondurmayız ama işimize gelince onu "delmekten" de çekinmeyiz!
Lozan'a göre Boğazlar'da asker bulundurma hakkımız yoktu, bilir misiniz?
Taa on üç yıl sonra, 1936'da Montreux Antlaşması'yla bunu ancak düzeltebildik (ay pardon, Montrö!)