Bilet kuyruğu Emek Sineması'ndan çıkmış, sokağın köşesini
dönmüş, caddeye taşmış ve ünlü İnci Pastanesi'ni de geçmiş, Çiçek
Pasajı'na doğru uzanmıştı...
O zamanlar pasaja "paşaz" diyen lumpenler yoktu
henüz ortalıkta.
Sokağın köşesinde kocaman bir tabela, Batı Yakasının Hikâyesi.
Hemen altında iki ayrı küçük tabela, İstanbul'da bilmemkaçıncı
hafta, Paris'te bilmemkaçıncı hafta.
Biletler on liraydı. Çok para.
1963 yılının sonbaharı...
Filmi çoğu kez kuyrukta bekleyerek, kimi zaman karaborsadan bilet
alarak on kere seyrettim. Daha sonra da kaçak
"longplay" plağına tam iki yüz papel bastırttım
babama, çok bozulmuştu rahmetli.
Koltukta yer bulmak çok zordu, balkondan seyrettim.
Büyülenmiştik. Her seferinde büyü daha da...