İyi Parti'den seçim sürecinde bin kadar kişi istifa etti.
Yazıyla bin, rakamla 1000.
Bunların içinde kurucu üyeler, il başkanları, gençlik kolları
başkanları, milletvekili adayları, belediyeciler, çeşitli il ve
ilçe yöneticileri de var, sıradan üyeler olduğu gibi...
Bir tuhaflık sözkonusu.
Bir "çözülme" mi var?
Aday listesinde yerini beğenmeyenin istifasına çözülme denemez,
böyle şeyler hep olur... Küskünlük her partide görülebilir...
Ama kurucu ve yöneticiler... Hele hele "ağır topluğu kendinden
menkul" birtakım ağır topların, "ikinci adamların" falan kapıyı
vurup gitmeleri...
Eski manken, yeni televizyoncu, sonra da "koca durumundan gazeteci"
bir kurucu bayanın istifa ederken "İP göründüğü gibi değil" demesi
de meseleye tuz biber ekti.
Neler oluyor bu partide?
İçinde ne var, arkasında ne var?
Çözülme dediğin seçimi kaybettikten sonra olur, tam da seçime
giderken çözülme ne demektir? Ne anlama gelebilir?
Kuaför Vili'den ayrılan Manikürcü Perihan misali, Devlet Bahçeli'den ayrılan Meral Akşener'in kurduğu "intikam partisi"...
Ya da isterseniz "Tayyip'i tutan milliyetçiler" ile "Tayyip'i tutmayan milliyetçiler" arasında bir kayıkçı kavgası.
Muhalif basındaki "müseccel faşistlerin" bu partiyi desteklemeleri doğaldı diyelim...
Fakat birtakım komünist şairlerin de milliyetçi Meral Hanım'ı kayıtsız şartsız desteklemeleri, "şöyle güzel kadın, böyle zarif kadın, şöyle şık, böyle vakur" diye yağlama yıkama çekmeleri epeyce şaşırtıcı oldu. Bir şeyler dönüyordu ama ne?
Açıklamayı istifa sahipleri yapacaklardır.
İyi Parti (basitlik daha isminden başlıyor), birtakım basit numaralarla (kafasına tülbent sarmalar, eline kına yak...