Televizyon kanallarında düzenlenen bilgi yarışmaları "gırgır
vesilesi" oldu. Bakıp bakıp gülüyoruz.
Oldu demek yanlış, eskiden beri öyleydi.
O sıralar çalıştığım Star televizyonu bu işin başını çekmişti
doksanlı yıllarda...
Ondan önce TRT radyosunun düzenlediği "liselerarası" yarışmalar
vardı ama onlar sayılmazlardı, öğrencilere lise düzeyinde "ders"
yani fizik, kimya falan soruluyordu (Muharrem girse kazanır mıydı
acaba?)
Ödül olarak da para mara değil, Ankara'nın bürokrat geleneklerine
göre, karın doyurmayan kuru "plaket" veriliyordu...
Lise hafızlamasına değil de gerçekten "genel kültüre" dayalı bilgi
yarışmaları özel televizyonlarla başladı.
Genel kültür ama en alt öküzlük düzeyinde...
Çünkü katılanların iyi kötü bir para kazanmaları şarttı. Kimse para
alamayacaksa yarışmayı da kimse seyretmezdi.
Böylece ortaya "Türkiye'nin başkenti neresidir?" gibi çok derin
kültür soruları çıktı.
Onu da bilemeyen vardı desem inanır mısınız?
Bir keresinde, "Avusturya'nın başkenti neresidir?" sorusuna
"Polonya" diye cevap verildiğini hatırlarım.
Bir keresinde de, "bir milleti ve devleti simgeler, direğe çekilir,
renkli bir bezdir'" sorusuna "İngiliz kumaşı" yanıtı gelmişti...
Yarışmayı yöneten bizim Jülide (Ateş) gülme krizine girmiş,
tıkanmış, bir süre kendine gelememişti...
Sonra, kör cahillerin kör cahil cüretiyle "çok ihtiyacım var Mehmet
Ali Bey, ne olur yardım edin" diye sızlanma dönemi başladı.
Paraya çok ihtiyaçları varmış, yarışmayı yöneten Mehmet Ali Erbil
onlara kıyak geçecekmiş, hiç haketmedikleri halde Allah ne verdiyse
alıp gideceklermiş...
Bilgi yarışmasına katılıyor ama iyi kötü birşeyler bilmeye gerek
görmüyor!
Benim bu yaşımda ve bu göbeğimle Fatih Terim'e gidip "Gomis'in
yerine beni oynat" demem gibi bir şey...
Eh, bu memlekette "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar" çokça
bulunduğuna göre, bilgi sahibi olmadan ve de utanmadan bilgi
yarışmasına girenler ve sorulara cevap veremediği halde para
isteyenler de bulunacaktır tabii.
"Ay biliyordum ama şimdi şey oldum" diyor ve iki kere joker kullanıyor.
Jokerlerden biri stüdyoda bulunan toplama seyirci kitlesi, öteki de, bir arkadaşının arkadaşıymış, tanıdığı bir çocuk...
Seyircinin yüzde 51'i "Çin'de" diyor, kız onlara güvenmiyor, bir de oğlandan yardım istiyor.
Burada ilginç olan kız değildir, seyircidir.
Ancak yüzde 51'i bilebilmiş, yüzde 60 değil, 70 değil, 80 değil, 90 değil.
Çok ihtiyaçları var anlaşılan, ne olur onlara da yardım edin.