Bazı kişilerde şafak yeni yeni atıyor. "Sistemin değiştiğinin"
ancak şimdi şimdi farkına varıyorlar.
Yeni sistemde "başbakan diye bir şeyin" olmayacağını Kemal Bey bile
öğrendi, artık "ya cumhurbaşkanıyla başbakan arasında uyumsuzluk
olursa" diye endişe etmiyor!
Yardakçıları "canım aslında meclis başkanı demek istedi" diye lafı
kıvırmaya çalışmışlardı.
Hayrettir, onlara kimse "ister eski sistemde ister yeni sistemde
cumhurbaşkanıyla meclis başkanı arasında uyum olsa ne yazar,
uyumsuzluk olsa ne farkeder" demedi. Ciddiye alınmadılar.
Şimdi de, yeni seçimin "ya hep ya hiç seçimi" olacağını
anladılar.
Bu, "hiç olacağız" korkusunun laf dolandırarak söylenmiş
şeklidir.
Yeni sistemde yürütmenin yasamayla bağlantısı kalmayacak, evet.
Pek pek Amerika'da Obama'ya yaptıkları gibi bütçeyi tırpanlamaya
çalışabilirler ama bunun için de mecliste çoğunluğa sahip olmaları
gerekir, ona da zaten muhalefet denmez.
Başkanlığı kaybetmiş, mecliste de azınlıkta kalmış parti ya da
partiler "yok hükmünde" olacaklardır.
Aslında bugün de öyledirler de, hiç olmazsa sermaye basınında
sesleri çıkıyor...
Gene çıkacaktır, üzülmesinler.
Bu işten ekmek yiyen çakal çoktur, asla yokolmazlar.
"Gensorunun" ortadan kalkacak olmasına da çok üzülüyorlar. Bakanlar
yasamaya hesap vermeyeceklermiş.
Muhalefet yürütmeyi sıkıştıramayacakmış.