Profesör Celal Şengör'ü bilirsiniz, Ahmet Mete Işıkara'nın
ölümünden sonra "deprem dede" postuna oturan hocamız.
Hoca jeolojiyi aşmış, siyasi fikirlerini de serdetmeye
başlamış.
Ve de sıkı durun: "İdeal yönetim monarşidir" demiş!
"Demokrasiye karşı bir sempatisi yokmuş"...
"Monarşi yüksek kültür getirir" diyor, örnek olarak Alman
İmparatorluğu kurulmadan önce herbiri bağımsız birer devletçik olan
Württemberg, Westphalia, Bavyera gibi yerlerde kralların,
prenslerin ve düklerin "en iyi üniversite bende olsun" yarışına
girdiklerini hatırlatıyor...
Aristokratik sistemlerde geniş bir cahil kitlenin olduğunu ama
muazzam eğitimli bir kitlenin de olduğunu söylüyor.
"Demokrasilerde herkes cahil" diyor.
Atatürk'ün Osmanlı'dan devraldığı 18 lise epey iyi eğitim
yapıyormuş, sonra "liseler yayılınca herşey bitmiş"...
"Popüler demokrasi" insanları cehalete mahkûm ediyormuş, cahil
toplumlar çökermiş.
Örnek olarak, Amerika'daki üniversite mezunlarının Türkiye'nin
hangi kıtada olduğunu bilmemelerini gösteriyor.
Ve de Trump'un başkan seçilmesini gösteriyor tabii, demokrasinin
kötülüklerine örnek olarak...
Hoca haybeden ilgi toplamaya mı çalışıyor, ikide bir "İstanbul'da deprem olacak, hepiniz öleceksiniz" der gibi?...
Belki günün birinde "demokrasi" kavramıyla "eğitim" kavramını birbirinden ayırdedebildiği zaman, "halk cahil, kime oy vereceğini bilemiyor" diye düşünen İttihatçı kalıntılarından da beynini sıyırır.
Ama zor... Genelkurmay'a gitmiş, Hulusi Akar'la yemek yemeye, "komutanım, şu nizamiyenin dışına çıkmak istemiyorum, kendimi evimde hissediyorum" demiş.