Bir HDP milletvekili, Burcu Çelik Özkan, meclis kürsüsüne
çıkmış, kırk dört yıl önce, 30 Mart 1972'de öldürülen Mahir Çayan
ve arkadaşlarını anmış.
"Hayatlarını kaybeden on yoldaşımız" demiş.
Saygıyla ananlara sonra AKP milletvekili Ayşe Nur Bahçekapılı da
eklenmiş. (Bu hanımlar niçin hep böyle üç isimli yahu, Emine Ülker
Tarhan ya da Catherine Zeta Jones gibi?)
Olabilir. Mahir Çayan da saygıyla anılabilir Abdullah Çatlı da,
memlekette demokrasi var. İsteyen Kamboçya lideri Pol Pot'u da
saygıyla anabilir, gözlüklü gördüğü herkesi entel diye
öldürtüyordu...
Cem Yılmaz'ın dediği gibi, isteyen maymuna, isteyen krem peynire
bile tapabilir ayrıca.
Bize kalsa, Deniz Gezmiş'i daha bir saygıyla anardık ama Mahir
Çayan'ı pek o kadar saygıyla anmazdık.
Deniz ne kadar sempatikse, Mahir de bir o kadar antipatikti.
Bu hanımlardan biri Çayan'ı komünist olduğu için, öteki faşistler
tarafından öldürüldüğü için anıyor, arada "nüans farkı" var,
olabilir.
Lakin, HDP'linin lafının arkası çok ilginç: "Geçen bunca yıla
rağmen onların verdiği mücadele hâlâ sürüyor" demiş.
Biz tarihte kaldığını sanıyorduk.
Gerçi Kandil Dağı taraflarında bir mücadele sürüyor ama...
Demek ki bunlar, yirmi birinci yüzyılın ilk yarısında "komünist bir
Kürt devleti" kurabileceklerine ciddi ciddi inanıyorlar...