Bir gün avazım çıktığı kadar bağıracağım: "Yooook, yok, yok
kardeşim, yok işte, yoook!"
Çünkü kabak tadı verdiler.
Kart alırsan yüzde on indirim yapıyorlar ama taksit yapmıyorlar.
Bir de telefon numaranı bırakacakmışsın, bu şartmış. Faturaya
mutlaka yazmaları gerekiyormuş. "Promosyonları olacakmış" da
ondanmış...
Birtakım saftırıklar da bu ülkede cep telefonuyla reklam tacizi
yasaklandı sansınlar.
Kredi kartı kullanırsan dokuz takside kadar yolu var ama indirim
yok. Tercih senin.
Almaya değer bir şey bulman kaydıyla tabii...
Ağızlarda "Diyenar"a dönüşmüş olan çok havalı DR mağazaları,
hesapça bir çeşit "Turkish Virgin Megastore" falan olacaktı...
(Amazon, Fransa'da koskoca Virgin'i öldürdü, ünlü Fnac mağazalar
zinciri bile sallantıda. Amazon hem indirimli satıyor hem de Fransa
içine posta parası almıyor, oturduğun yerden tek tıklamayla işi
bitiriyorsun, bu rekabete kim dayanabilir?)
Bizde öyle ciddi bir rakibi de yok ama Diyenar çocukluğumun
oyuncakçı dükkânı Japon Mağazası'na benzedi çıktı.
Çünkü Diyenar'a doğru dürüst mal gelmiyor. Çünkü satılmıyor olmalı.
Çünkü "gençlik" kitap da almıyor, DVD de, CD de...
Varsa yoksa cep telefonu, kılıf, kablo, şarj cihazı, çanta, ıvır
kıvır... Bir de oyun konsolu, Playstation, uzaylı canavarlar, çakma
şövalyeler... (Yahu geçen gün bir rezillik seyredecek oldum,
Ortaçağ'da Avrupa'da bir Japon şövalye dolanıyor, üstelik bir de
zenci Lord!)
Diyenar mağazalarında ne doğru dürüst kitap var, ne dişe dokunur
film, ne de kayda değer yeni diskler... Müşteri ilgilenmeyecek
kadar hışır ya da çulsuz mu, yoksa yetkililer ve sorumlular mı
gafil, anlayamadım.