Gazetelerin "doktorunuz diyor ki" sayfalarını okuyun ama
sakın bununla yetinmeyin, sıkıntı varsa kalkın mutlaka
doktorun kendisine gidin.
Çünkü doktora gitmek yerine derdini gazeteye dökmeyi "çözüm" sanan
çoktur ülkemizde.
İşte bakın, bir gazete mutfakta kikirdeyen bir kızla bir oğlanın,
bir de uyuyan genç kadının resmini koymuş, olmuş sana
"yaşlılar köşesi"...
Uzun yaşamanın sırlarını öğretiyorlarmış.
Muazzez İlmiye Çığ söyleseydi inanırdık.
"Reklamsever medyatik doktor" söyleyince anlamı kalmıyor.
"Depremci esnafının" ikide bir ortalığı babalaması gibi.
Bir yakınım var, 97 yaşında.
Şimdi bakalım, uzun yaşamak içim neler yapmak gerekiyormuş...
Uzun yaşayanların "her yaş için hayatlarına anlam katan farklı
amaçları" varmış.
Bizimkinde öyle bir şey yok. Tek amacı vardı, o da emekli olmaktı.
Oldu ve rahatladı.
"Mümkün olan her koşulda neşeli, keyifli ve coşkulu olmaya
kararlı" imiş bunlar.
Bizimkinde hiçbir koşulda neşe de yok, keyif de yok, coşku da
yok.
"Daima iyimser ve daima umutlu" olurlarmış.
Bizimki daima kötümser ve daima umutsuz.
Yakınmanın kitabını yazmıştır!
"Az ile yetinmeyi iyi biliyorlarmış", elhak iyi bilir çünkü çok
cimridir.
"Güçlü sosyal ilişkiler vazgeçilmez özellik ve tutkuları"...
Öyle bir şey hatırlamıyoruz.
"Çalışmak ve üretmekten asla vazgeçmiyorlar"...
Elli yıl önce emekli oldu, o günden beri oturuyor. İş yapmayı hiç
sevmez.
"Düzenli egzersiz yapmaktan" da vazgeçmiyorlarmış.
Hiç duymadım.