Öyleymiş, "Demirel efsanesi" diye bir şey varmış, geçen
yüzyıldan kalma bazı yaşlı ve emekli politikacılar, aile doktorunun
ve aile damadının da katılımıyla Ankara'da toplanıp bu efsaneyi
anmışlar...
Bayram değil seyran değil ama Allah kabul etsin.
Doktor hanım, "Demirel'in hikâyesi Türkiye'nin değişen, gelişen,
büyüyen cumhuriyetinin hikâyesidir" demiş.
Bu da bize, ANAP'ı ve Özal'ı "kırmak" için 1991 seçimlerinden önce
bir kısım basının havaya uçurduğu "Baba çok değişti" balonunu
hatırlattı.
Baba namıyla maruf Demirel değişmiş miydi?
Evet, Türkiye'nin artık o eski ve "kendi bildiği" Türkiye
olmadığını, değişen Türkiye'yi artık "lagalugayla" yönetemeyeceğini
anlamıştı. Çok zeki bir adamdı rahmetli.
İki yılı el öptürmekle geçirdi, Özal ölünce de fırsat bu fırsat
Çankaya'ya zıplayıp kendini gündelik politikadan sıyırdı.
Vesayet düzenini en sert eleştirmiş adam artık vesayet düzenine
tamamen teslim olmuştu. Böylece, 28 Şubat darbesine de tutabileceği
en geniş çanağı tuttu.