Hani basketçi bir çocuk vardı, Anıtkabir'i ziyaret
etmişti...
Kendiliğinden mi gitmişti de o arada gazeteyi bilgilendirmişti,
yoksa o gazetenin spor servisi (ya da magazin servisi) tarafından
"götürülmüş" müydü, onu da tartışırsınız.
Eskiden Babıali'de bunları maç öncesi Eyüp Sultan'a götürme
geleneği vardı...
Maç Avrupa takımlarından biriyle oynanacaksa da yeniçeri kılığına
falan, yani "şekle" sokarlardı..
Ama Ekpe Udoh, Müslüman değil (Barak Hüseyin de değildi.) İsmi
tuhafımıza gitti, araştırdık.
Kendisi aslen Kübalı, asıl adı da Expedia Friday Udoh...
Ekpe, lakabı.
"Cuma" evet, Robinson'un Cuma'sı gibi.
Çocuk dedim ama otuz yaşında. Fenerbahçe'de oynuyor.
Ücret olarak üç buçuk milyon dolar kaldırıyor.
(Laf aramızda, Galatasaray'ın İgor Tudor'u transferi üzerine
Fenerbahçe de Advocaat'ın yerine Zagor'u getirtmeyi düşünüyormuş.)
Anıtkabir'e gitmiş, Arslanlı Yol'da yürürken Atatürk ve Anıtkabir
hakkında rehberlerden bilgi almış, mozoleden sonra Atatürk ve
Kurtuluş Savaşı Müzesi'ni gezmiş, bu arada "bol bol fotoğraf
çektirmeyi" de unutmamış tabii.
Göçmen çocuğu olsa gerek, Castro'dan kaçanlardan.
Ama "asimile" olmuş.
Baskete Santa Fe Lisesi'nde başlamış, Teksas'ta Baylor
Üniversitesi'nde devam etmiş...
Geçen gün sözünü etmemiştim, Atatürk hayranı Ekpe'nin Atatürk'le
ilgili "projeleri" varmış.
Bunların neler olabileceğini merak ettim, film mi yapacak, kitap mı
yazacak? Reklamını yapan gazete yer verirse öğreniriz.
Sonra da düşündüm:
Atatürk bu çocuğa ne diyebilir?
Onu ne yönde etkileyebilir?
Karayip bölgesi Umum Kuva-yı Milliye Kumandanı Fidel Castro'nun
emir ve direktifleri uyarınca "Amerikan emperyalizmiyle savaşmak"
mı?
Öyleyse ne demeye Amerika'da okuyor ve basket oynuyor? Niçin
ülkesine dönmüyor?
Neyse, şimdi Türkiye'de çalışıyor da hiç olmazsa mazlum milletlerle
bütünleşiyor.
Peki ücretini niçin Amerikan doları olaraktan alıyor?
Ünlü "Rum and Coca Cola" şarkısında denildiği gibi "working for the
Yankee dollar!" Atatürkçüler bu çocuğa ne öğretirler?
"Şapka giy" desen adama gülerler.
"Latin alfabesi kullan" desen gene gülerler.
"Birden fazla kadınla evlenme" desen gene...
"Kendine soyadı al" deseler belki Udoh'u bırakır da Öztürk misali
"Realcuban" gibi bir şey uydurur.