Son günlerde gene bir "Köy Enstitüleri" rüzgarı esiyor... Zorla
estiriliyor... Kuruluş yıldönümü müymüş neymiş...
Kendini solcu sanan bazı Kemalistler akıllanmaya hiç niyetli
olmadıklarını bir kere daha kanıtladılar.
Ezberlerini papağan gibi tekrarlıyorlar.
Bu işin sevinilecek tek yanı, enstitünün bir tık ötesi olan
Ecevit'in "Köykent" zırvasına kendi küçük partisinin dışında (DSP)
kimsenin sahip çıkmaması. (Altılı masada niçin bulunmadıklarını da
anlayamadık, iskemle sokuşturacak yer mi kalmamıştı?)
Kendi gazeteleri bile ciddiye almadığı için internet sitelerinden
birinde yayınlandı: Bir CHP heyeti köy köy eski enstitüleri
geziyormuş...
(Ortada enstitü kalmadığına göre neyi ziyaret ediyorlar, "sit
alanını" mı?)
Etkinlik falan da yapılıyormuş.
Bu etkinliklerde, CHP milletvekili Yıldırım Kaya, "Ant olsun ki
yüzyıllarca enstitüleri yeniden restore edeceğiz" demiş... (Peki
"eskiden" restore etmek nasıl oluyor?)
Hem de yüzyıllarca.
Fakat aynı etkinlikte konuşan gene CHP milletvekili Utku Çakırözer
de "Belki yeniden Köy Enstitüleri'ni kuramayacağız ama..." diyerek
çekince belirtmiş.
Çok şükür genel başkanı gibi "Atatürk Köy Enstitüleri'ni kurarak
işe başladı" diye zırvalamamış.
İki mebus birbiriyle çelişiyor ama çelişki CHP'nin yabancı olduğu
bir durum değildir.
Bir de "Kent Enstitüsü" projeleri varmış!
Bunlar ne dediklerini bilmiyorlar.
Ezber okuyorlar.
Köylüyü köyünde tutmak için tasarlanmış enstitüye şimdi bir de
"kentliyi kentinde tutma" okulu mu ekleyecekler?
Kardeşim, siz köylünün sanayi işçisine dönüşmesini istiyor musunuz,
istemiyor musunuz?
O zamanlar istememiştiniz...
Peki sanayileşme ve kalkınma nasıl sağlanacaktı?
Onu karşıdevrimciler yapardı ancak!
Toplumda hareketlilik arzu edilmiyordu.
Şimdi gidin de köylüyü "izole" edin bakalım dünyadan...