Yalan söylemenin bir temel kuralı vardır:
Söylediğin yalanı daima aklında tutacaksın, hiç unutmayacaksın.
Sonra madara olursun.
Hani Kılıçdaroğlu'nun geçenlerde sıktığı yeni bir palavra
vardı:
Yok, Orta Anadolu'ya ambalaj sanayii değil, o geçen seçimden
önceydi.
Hani bu sefer Hatay'dan, taa Suriye sınırından Mersin'e kadar
bir "sanayi kıyısı" oluşturacaktı...
Bu kıyıda kaybedilmiş olan (neyse o?) yeniden kazanılacaktı...
Ve de yaratılacak olan müthiş istihdamla tam iki buçuk milyon kişi
İstanbul'u terk edip oraya koşacaktı... Böylece İstanbul
da "rahatlayacaktı"...
Söylediğinin daha ertesi günü unuttu!
Hiç olmazsa birkaç ay sürdürseydi, belki inanacak saftirik
çıkardı...
Bunlarla oy alacağını sanıyor.
Bütün anketlerin bir ortak noktası var:
İktidar oyları az biraz dalgalanma gösteriyor:
Döviz kuru yükselince azıcık iniyor, döviz düşünce azıcık
çıkıyor.
Amma ve lakin muhalefet oyları hep ama hep yerinde sayıyor.
Böyle durumlarda "kararsızlar" artıyormuş.
Kararsızlar, "İktidara mı oy versek muhalefete
mi" diye düşünenler değil.
Öyle düşünen yok.
"AK Parti'ye desteğimizi sürdürsek mi yoksa küsüp darılsak
mı" diye ikileme düşenler.
AK Parti onları geri kazanabilir.
Hiçbir muhalif "Ben kararsızım" demez.
"Anketlerde kararsız oyların eşit dağıtılması" da
koskocaman bir palavradır.
Hiç öyle olmaz çünkü.***
Muhalefet slogan atıyor. Ortaya hiçbir "somut eylem
programı" koyabilmiş değil.
Önerdikleri yalnızca sistemi değiştirmek, daha doğrusu eski sisteme
geri dönmek.
Bunun ötesinde bol bol boş laf.
Başkan adayı olarak gösterecekleri
kişi "sembolik" olacakmış.
Güçlü ama güçsüz! Bir tuhaf vatandaş...
Yani aday, halka "Bana oy verin ama ben bir şey yapacak
değilim" diyecek!
İki yıl havyar kesecek ve ülkeyi yeni bir referanduma ve yeni bir
seçime götürecekmiş.
"Ya koltuk tatlı gelir de beş yıl gitmezse?" sorusunun cevabı
yok.
Ama hemen bir "kıyıma" girişeceği kesin.
Belediyelerde yaptıkları şekilde devlet kadrolarını da hallaç
pamuğu gibi atacaklar.
Birçok gazete ve televizyona, birçok holding ve şirkete el
koyacaklar.
FETÖ ve PKK tutuklularını salıverecekler.
"15 Temmuz'cular" gün yüzü görecekler.
Suriye ve Irak'tan çekilecekler.
Şehitlerimiz Niyazi olmuş olacaklar.