Tamam işte, CHP'nin adayı belli oldu: İlhan Kesici.
"İyi haber alan kaynaklar" söylüyorlar.
Merhum Demirel tarafından CHP'ye "konsolos" gibi sokulduğu için,
sanki CHP "sol"muş gibi, "sağdan da oy alabileceği varsayılan"
müthiş isim. (Bu satırları okur okumaz telefon edecek, "ben oraya
bizim hanımın amcası tarafından değil aziz milletimin arzusuyla
getirildim" falan diyecek.)
Kılıçdaroğlu bu ismi "şimdiden yıpranmasın" diye gizli
tutuyormuş.
Sağır sultan bile biliyor, ne gizlisi ne saklısı bu saatten
sonra?
Deniz Baykal ve ekibi de küplere biniyormuş...
Hiç ağzını açamaz, çünkü açıkça "beni göster" diyemedi, "ya kendin
aday ol ya da partili birini göster" diye laf kıvırdı. Bunu ince
politika sanıyor.
İşte İlhan Kesici mis gibi partilidir, Baykal hiç ağzını
açamaz.
Sağdan da oy alabilecek bir aday...
Yani, ikinci bir Ekmeleddin İhsanoğlu vakası!
"Rien compris, rien oublie" derler Fransızlar, hiçbir şey
anlamamış, hiçbir şey unutmamış...
CHP amigoları "yüzde 53 falan alır" diyorlar.
Nasıl olacak bu? Yüzde 25 CHP'den, en fazla yüzde 8 ayrılıkçı
Kürtler'den, hadi diyelim yüzde 5 de hoşnutsuz MHP'lilerden
(Meralciler)...
Toplasan toplasan yüzde 1 de irili ufaklı komünistlerden
alsın...
Ee? Yüzde 40'ın bile altında kalıyor...
Acaba Kılıçdaroğlu, AKP içinde "Tayyip'ten memnun olmayan" ve yüzde
51'i tamamlayacak aşağı yukarı yüzde 16-17'lik bir kitle olduğunu
mu sanıyor?
Buna da "Tayyip'siz Ak Parti" formülüne yatmış soytarılar cevap
versinler.
Amaç Erdoğan'ın ilk turda yüzde 50'nin altında kalmasını sağlayıp
seçimi "ikinci tura" bıraktırmak, o zaman Kesici'nin şansı varmış
gibi görünecek...