Kemalistler samimi olarak hem üzülüyorlar, hem bozuluyorlar.
Kılıçdaroğlu ve adamlarının CHP'yi getirdikleri noktaya...
Ama ellerinden gelen bir şey yok. Kılıçdaroğlu ezkaza cumhurbaşkanı
olsa hepten bitecekler. Aday olsa da kaybetse (ki öyle olacak!)
gene de bir "parti içi darbe" ihtimali çok düşük. Ertelediği
kurultayın ipleri gene Kılıçdaroğlu'nun elinde olacak.
Yani, Kemal Bey'den kurtuluşları yok.
Kemal Bey'in, ezkaza cumhurbaşkanı olsa "İşte hep söylediğim gibi
ilkelerim uyarınca ben CHP'den istifa ediyorum, tarafsız başkan
oluyorum" diyeceğini mi sanıyorlar? Bu kadar mı saf bunlar?
"Fabrika ayarlarımıza dönelim" deyip duruyorlar...
Nasıl yani? Tek parti diktasına, kuvvetler birliği ilkesine, tek
adam yönetimine mi? Köylüye jandarma dayağına mı? Partiyle devletin
iç içe geçmesine mi?
Bunu gönüllerinden geçirirler ama itiraf edemezler, fazla
kaçar.
Kimisi "Ecevit döneminden" söz ediyor.
O, CHP'nin fabrika ayarı değildi. Ecevit'in verdiği yeni ve farklı
bir ayardı.
Kaldı ki Ecevit'in elde etmiş olduğu muazzam başarılar(!) o yeni
ayarın da CHP'yi nereye götüreceğini gösterir.
"Parti tabanının işçi ve sendikalara dayanması" gerektiğini
söylüyorlar.
Kenan Paşa'nın 1980 yılında kestiği "partisendika" bağını kırk
yıldır bağlayamadılar, şimdi nasıl yapacaklar bunu?
Önümüz 1 Mayıs, bunu gitsinler bir de Maltepe'de söylesinler de
görelim.
İnönü ile Ecevit'in altmışlı yıllarda yıldızı parlayan Türkiye İşçi
Partisi'nin önünü kesmek için yumurtladıkları "ortanın solu"nu
matah bir şey sanıyorlar...
CHP 1 Mayıs'ta bir miting düzenlemeliymiş (24 saat vakitleri var!),
yani Maltepe mitinginden ayrı bir miting (nerede? Taksim'de mi,
Çırpıcı Çayırı'nda mı?), işçi sınıfıyla kuracağı yeni düzenin
temellerini atmalıymış...
Oğlum sosyalist parti mi bu?
Bunlar bu kadar mı ahmak, bu kadar mı zavallı insanlar?