Yarın 10 Kasım, Atatürk anılacak. Bu arada bol bol "bağımsızlık"
lafı edilecek.
Ama bağımsızlık lafı edenlerden küçük bir kısmı, bağımsızlık için
çırpınan Tayyip Erdoğan'a hakaret etmeden de geçmeyecekler...
Hayatları boyunca Amerika'dan nefret etmiş birtakım "solcuların"
Amerika'ya kafa tutan Erdoğan'a uyuzluk etmeleri hazin bir
soytarılıktır.
Bunlar Saddam Hüseyin'e bile sırf Amerika'ya karşı diye alkış
tutmuşlardı...
Bugün Türkiye yeni bir bağımsızlık savaşı veriyor.
Ama bu savaşın eskisi kadar "fiyakası" yok.
Bu savaşı bürokrasi yönetmiyor, halkın temsilcileri
yönetiyorlar.
"Kalpak" malpak yok ortada...
Ama asker kaçağı da yok.
Bu savaş "enerji savaşıdır" ve bandosu mızıkası, gösterişi cafcafı
yoktur.
Bu savaş Türkiye'nin enerji açısından "kendi kendine yeterli olma"
yani enerji bağımsızlığı mücadelesidir.
Dün baktım da, çok şükür en azgın muhalif gazete bile parmak
ısırmış. Demek ki bu "milli" bir mesele.
Fakat ne hikmetse, otuzlu yılların CHP iktidarının "otarşi" yani
kendi kendine yetme politikası tüketim maddelerine uygulandığında
pek sevinen ve kötü biraya, kötü rakıya, kötü sigaraya tav olan
birtakım solcular, şimdi Türkiye enerjide bağımsızlık mücadelesine
girişince burun kıvırırlar, hatta taş koymaya çalışırlar!
Bu sene 5 milyar dolarlık yatırımla tam 158 enerji santralı hizmete
girdi. AKP döneminde 75 milyar dolarlık enerji yatırımı
yapıldı.
Kömür ithalatı bitti, kendi kömürümüzü yakıyoruz.
Elektrik ithalatı da bitecektir.