Haa, yok yok, Kılıçdaroğlu'ndan söz etmiyorum. Olay Fransa'da geçiyor. Fransız meclisi "seks işçiliğine" yeni bir düzenleme getirdi. Buna göre, artık "müşteri" ceza görecek. Enselenirse bin 500 avro, bir daha yaparsa 3 bin 500 avro... Üstelik, yakalanan hovardayı "eğitim programına" alacaklarmış, seminerlere katılmaya mecbur tutulacakmış. Oysa ilkinde pipisine biber sürmek, tekrarında da kesip alnına yapıştırmak daha etkili bir ceza sayılırdı! Fahişeler ayağa kalkmışlar, sokağa dökülmüşler. "Müşterime dokunma" pankartlarıyla yürüyüş yapmışlar. Diyorlar ki, "müşteriler ceza almaktan korkacaklar, kadınlar da saklanmak zorunda kalacaklar"... İşin matrağı, kadınlara herhangi bir ceza konmamış! Malı satmak serbest, almak yasak. Bu ne biçim serbest piyasa ekonomisi yahu? Hani, 1920'den 1933'e kadar Amerika'yı kasıp kavuran ünlü "içki yasağı" gibi... Orada da içki içmek serbest, satmak yasaktı. Polis "gin joint" tabir edilen gizli meyhaneleri basıp kapatıyor ama burnunun dibinden zurna gibi yıkılarak geçip giden sarhoşa hiçbir şey yapamıyordu. Gülünmesi mi ağlanması mı gerektiğini bilemediğimiz bu kanun, dar anlamda Fransız sosyaldemokratlarının, geniş anlamda da sosyaldemokrasinin saftırıklığına, munkabızlığına, yetersizliğine güzel bir örnektir.