Bu HDP denilen parti, başbakanın kabine üyelerini seçmesini
kabul etmiyormuş!
Hepi topu üç kişi verecekler, üçü de "sembolik", onu bile kendileri
saptayacaklarmış.
HDP onca nefret ettiği TC hükümetine Figen Hanım, Pervin Hanım,
Gültan Hanım gibilerini sokuşturmak istiyor.
Bunu kimse yutmayacak, sonunda seçim hükümeti "silme" AKP'lilerden
ve onlara yakın bağımsızlardan oluşacak.
HDP, son iki aydır sergilediği tutumla "Milli Güvenlik Kurulu'na
sızabilme" olanağını da ortadan kaldırdı.
Kimse onlara "ciddi" bir bakanlık vermeyi düşünmez.
Oysa PKK alçaklık etmeseydi, bir AKPHDP koalisyonu pekala da mümkün
olabilecekti.
Kalıcı bir hükümet iki ay önce kurulmuştu da yeni ve demokratik bir
anayasayı yazmaya başlamıştı bile...
PKK baskısıyla kendini mevcut sistemin dışına atan HDP, utanmadan
bir de başbakanın yetkilerini tartışma konusu yapmaya kalkıyor.
Ortamektep yurttaşlık bilgisi dersinde sorsan, öğrenciler
bilirler.
Gerçi, anayasa yazmanın dışında (ki onu da komisyon yapar!), o
"muhayyel" hükümette hangi HDP'li bakanın ne yapabileceği de merak
konusudur ya...
İsmet Paşa'nın bir taktiği vardı: Paye vererek adam harcamak!
Kimi yoketmek istiyorsa, mevcut görevinden daha yüksek ama altından
kalkamayacağı bir göreve getirirdi... Adamcağız kısa sürede
çuvallar, biterdi...