Bu lafı çok duymuşsunuzdur, gece de fener alayları
düzenlendi...
Etkileneceksin, huşu içinde kendinden geçeceksin, belki de "Hitler
görmüş Alman kadını" gibi orgazm olacaksın. Hesapça.
Fener alayı Hitler Almanyası'nda vardı. Bir de Cumhuriyet
Türkiyesi'nde var. (Sovyetler Birliği'nde de yapıldığına hiçbir
kaynakta rastlamadım. Bir tek Letonya'da varmış galiba. Ku Klux
Klan örgütü de bu tür "alevli malevli muhabbetlerde" haç yakar,
sonra da gider gariban bir zenci yakalayıp onu yakar.)
Bunların en ünlüsü, Nazi Partisi'nin seçimi kazandığı 5 Mart 1933
gecesi yapılan fener alayıdır. Meşaleli yürüyüş kolu, Tiergarten
yönünden gelip, Brandenburg Kapısı'nın altından geçip, Adlon
köşesini dolanıp Wilhelmstrasse'den aşağı inmişti, başbakanlığa
kadar...
Lakin, fener alayının arzu edilen etkiyi uyandırması için eskisi
gibi "etrafın karanlık olması" da gerekiyor. Bağdat Caddesi'nin
şıkır şıkır "Şanzelize" misali ortamında bu müsamere azıcık güme
gidiyor.
Almanya'da bu işi SA ve SS kıtaları yaparlardı, bizde meşaleleri
genellikle askere taşıtıyorlar, bir de pelerin giydiriyorlar işe
fiyaka katmak için.
"Ortaçağ özlemi" kokan, işe "gizem mizem" bulaştıran, "şövalye
mövalye" çağrıştıran bir Nazi dıngıllığıdır. Tabii lumpenler
günümüzde meşale yerine cep telefonlarını da kullanabilirler!