Şunun oğlu bunun kızı muhabbetini kastetmiyorum.
"Dolar iki liraya düşecek" yazan serseriler var, onu da
kastetmiyorum.
"İstanbul'da kar alarmı verildi" yazanları hele hiç.
Bizim konumuz "olağan zevzekler"...
Çünkü zamanı geldi.
Yılın son günleri başlıca iki tür zevzeklikle geçer:
Bir, Milli Piyango... İki, burcunuz diyor ki...
İşte başladı bile.
Bu yıl büyük ikramiye 200 milyon liraymış.
Eee? Ne yapalım yani? Bir kişiye çıkacak ya da bölünecek.
Kazananın ya da kazananların boy boy fotoğrafları yayınlanacak.
Sanki önemli bir adammış gibi kendisiyle söyleşiler yapılacak.
"İhtiyacı olanlara dağıtırım" gibi yalanlar söylenecek.
Sonra, kısa bir süre sonra da, o parayı nasıl piç edip dımdızlak
kaldığını izleyeceğiz.
Ve hayıflanacağız, ah bize çıksaydı...
Üstelik dağıtımı garantiliymiş.
Yani paranın üstüne yatılmayacak, kuruşuna kadar ödenecek. Söz
veriliyor.
Böyle böyle 1 milyar 395 milyon dağıtacaklar.
Bize de "Tüh, ne kadar da yaklaşmıştık" üzüntüsü
kalacak.
Bazı enayiler, "Nimet Abla gişesinde daha çok
çıkıyor" umuduyla orada kuyruk olacaklar.
"En heyecanlı" çekiliş buymuş.
Sıralı numaralar...
Gazetesine güvenmeyip ertesi gün bayiden bir de resmi liste
alanlar, ille bir de oraya bakanlar...
Good luck, suckers.
Diğer bir zevzeklik, bildiğiniz gibi, burçlar...
Eskiden bunlar pek bilinmezdi, "falcılar" vardı...
Gürcü Bacı 1958'in falına baktı...
Sonra "rakip bacılar" da türedi, her gazetenin ayrı bir
bacısı oluştu.
Bu bacıların söyledikleri hiçbir şey çıkmazdı ama hiçbir
gazetecinin aklına da bunu sorgulamak gelmezdi.