Hep söylerim: Türkiye'de bir yazı yazılır, sonra "onu öyle
demedim, şöyle dedim" diye bir yazı daha yazılır. Birinci yazı zeki
insanlar için, ikincisi de pek o kadar zeki olmayanlar içindir.
Gene böyle olacak: Bazı gazilerimiz "çakma gaziler" yazımıza
bozulmuşlar.
Gazete önünde toplaşıp okur temsilcimize şarlamakla yetinmemişler,
bir de savcılığa gitmişler.
Kılıçdaroğlu da "fırsat bu fırsattır" deyip üstüne balıklama
atlamış tabii. Internet'teki faşo siteleri de haberini iştahla
verdiler, maksat düşmanlık olsun.
Kemal Bey beni, iki gazimizi darp eden it kopuk ve serseri
takımıyla aynı kefeye sokmaya çalışmış!
"Bir şaklaban bir gazetede yazı yazamaz" demiş. (Parti başkanı
olabilir mi mesela?)
SABAH'tan kovulmamı isteyecek kadar da küçülmüş ve alçalmış.
Bunu daha önce bir HDP militanı da yapmıştı...
Kafa hep aynı kafadır: Ne yazdırıyorsunuz bu adama? Ne
konuşturuyorsunuz (televizyon yorumculuğu dönemimde) bu adamı?
Eh, ne kadar demokrat oldukları bellidir!
Ara sıra bu kafa sayesinde malum partinin grup toplantısında adım
geçer (henüz meclis kürsüsüne ulaşamadım.)
İmdi... Soruşturmaya konu olan yazımıza dönelim: