Kemal Bey "bir partinin, iki partinin anayasası olmaz" dedikten sonra tutmuş CHP'deki adamlarına bir anayasa taslağı hazırlatmış!
Çelişkiler kralının bu çelişkisi bize şaşırtıcı gelmedi.
Basın amigoları "hep reddeden olmayın, kendiniz de birşeyler yumurtlayın" diye akıl verip duruyorlar ya, onlar da bu çözümü bulmuşlar.
Aslında bu bir "taslak taslağı". Öntaslak demişler.
Öntaslak pek ilginç. Müthiş yenilikler içeriyor vallahi!
Beklenmedik buluşlar...
Örneğin, cumhurbaşkanı "denge unsuru ve sembolik yetkileri olan, milletin birliğini temsil eden" bir cumhurbaşkanı olmalıymış...
Tercihan bir emekli bürokrat! Hani şöyle bir emekli orgeneral ya da mahkeme başkanı falan...
Kılıçdaroğlu Atatürk devrinde hayatta olsaydı, ya da İnönü devrinde süt bebesi değil de ergen olsaydı, acaba kendi genel başkanına bunu söylemeye cesaret edebilir miydi?
"Denge unsuru ol ve de yetkilerin sembolik kalsın" demek Ebedi Şef'e de Milli Şef'e de hakaret sayılırdı.
Taslağa göz attık. Basına yansıdığı kadarına.
Somut hiçbir şey yok.
CHP'ye çok yakışan "afaki", genelgeçer laflar var.
"Kurucu değerlere bağlı, özgürlükçü, güçlü sosyal devlet öngören, parlamenter sistemi esas alan, güçler ayrılığına dayalı, denge ve denetleme mekanizmaları olan, güçlü ve bağımsız yargıyı öngören, özerk kuruluşları güçlendiren" bir anayasa...
Bunların hepsi 1982 Anayasası'nda da var!
CHP "elleşmeyin, bugünkü anayasa olduğu gibi kalsın" diyecek ama dili varmıyor.
Bunu diyemediği için de, "kendisi de alternatif bir taslak hazırlamış" gibi yapıyor.
Tabii içine bazı "yenilikler" koymak da şart.
O zaman akıllarına seçim sistemi gelmiş, "baraj kalksın" demişler.
Seçim barajı "anayasal" bir mesele değildir.
Mecliste kanunla belirlenir, anayasada değil.
Hele hele, CHP'nin akıllara seza öntaslağında olduğu gibi, bir anayasada "aile sigortası" gibi konulara hiç yer yoktur.
"Yoksulluğa karşı korunma hakkı" gibi sosyaldemokrat propagandasına da yer olmadığı gibi.