Bırakalım Türk milleti nasıl ve hangi sistemle yönetileceğine karar versin. CHP bundan niye korkuyor? Neden kaçıyor? Yalan, düzmece ve asılsız isnatlarla ilk dört maddenin kaldırılacağını, yürürlükteki rejimin son bulacağını hangi hakla, hangi bilgiyle, hangi izanla iddia edebiliyor? İlk dört maddenin değiştirilebileceğini geçmişte fütursuzca söyleyen Kılıçdaroğlu bize ne anlatmaya çalışıyor?
***
Bunları biz söylemedik. Devlet Bahçeli söylemiş.
Adı Cumhuriyet "Halk" Partisi olan parti gerçekten halkın partisi
olsaydı, halkın kararından korkmazdı. Bürokrasinin partisi olduğu
için halka güvenmez. Hiçbir zaman da güvenmemiştir.
1950 yılında devrildiği zaman "halkın geçici bir yanlış yaptığını"
düşünmüştü, bir "arıza" olmuştu, halk en kısa zamanda "hatasını"
anlayacak, düzeltecekti...
1954 seçimlerinde daha da büyük bir hezimete uğrayınca şafak
attı.
1957 seçimlerini de kazanamayınca, çaresizlikten ufak ufak "darbe
özlemine" girdi.
Bürokrasi gelip onu kurtaracaktı. Kurtardı ama iktidara da
getiremedi. 1961 seçimlerinden, DP kapatılmış olduğu halde,
koalisyon çıktı.
CHP'nin kısa bir süre "emanetçi" genel başkanlığını yapmış olan
Altan Öymen (Deniz Baykal'ın stepnesiydi), şimdi bile, yayınladığı
son kitapta "2015'te ne güzel koalisyon kuracaktık olmadı" diye
ağlıyor... Hayal edebilecekleri en büyük "başarı" da budur.
***
Halktan korktuğu için de yalana başvurur. "İlk dört maddeye
dokunacaklar" yalanını şiar edindi. Kılıçdaroğlu bundan
utanmadı.
Aklını peynir ekmekle yememiş hiçkimsenin ne cumhuriyetten
vazgeçmek istediği var, ne bayrağı, ne başkenti, ne resmi dili, ne
de milli marşı değiştirmek istediği...
İlk dört madde budur. Kimsenin de "toplumun huzuru, milli dayanışma
ve adalet içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine
bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletine" itiraz
ettiği yoktur.