Kartal adlı "istimbot" jilet yapılacakmış.
Eski ayları kırpıp kırpıp yıldız yaptıkları gibi, eski gemileri de
jilet yaparlar, bilirsiniz. Yavuz'u bile yapmışlardı.
Kartal, 1911 yapımı. Yani, 106 yaşında. "Ekonomik ömrünü"
tamamlamış. Pas içinde Tuzla'da yatıyor.
"Yapılmasın" diyorlar, kurtarılsın, müze olsun.
Peki bu Kartal'ın marifeti neymiş?
Kartal, Mustafa Kemal Paşa'nın Suriye cephesinden İstanbul'a
döndüğü gün valizlerini yükleyip Haydarpaşa'dan Beşiktaş'a,
Hayretttin İskelesi'ne gittiği vapur (oradan da Akaretler'e,
Zübeyde Hanım'ın evine)... Olay 13 Kasım 1918 Çarşamba günü öğle
saatlerinde geçiyor.
O tarihte 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olmadığına göre herhalde bir
vapura binecekti, değil mi, ya tarifeli vapurla Karaköy'e ya da
böyle bir tekneyle doğrudan Beşiktaş'a...
Kartal o zamanlar "askeriyenin" teknesiymiş.
Atatürk para ödememiş.
Fakat Haydarpaşa'dan "Galata'ya doğru yola çıktığı" da söyleniyor.
Yolculuk toplam yarım saat sürmüş.
Sonra da doksan beş yıl boyunca yük taşımış Kartal.
Kafam karıştı. Bu konu tarihçiler tarafından açıklığa
kavuşturulmalıdır. Atatürk annesine mi gitmiş otele mi?
Nitekim, Samsun'a gitmek üzere Şişli'deki evden çıktığı zaman da
Dolmabahçe'ye Osmanbey-Teşvikiye-Maçka üzerinden mi, yoksa
Pangaltı-Harbiye-Taksim-Gümüşsuyu üzerinden mi gittiği de bir türlü
açıklığa kavuşturulamamıştır... Yıllardır soruyoruz, yanıt
alamıyoruz.
Büyük önder, limanda demirli düşman gemilerine bakıp "geldikleri
gibi giderler" sözünü işte bu Kartal'ın güvertesinde söylemiş!
Böylece Kartal kutsallık kazanıyor.
Gerçi o sıralar adı "Entreprise", Hollanda yapımı, Fransa'dan
alınmış, Kartal ismi sonradan Seyr-ü Sefain İdaresi tarafından
verilmiş ama zarar yok. Yavuz zırhlısı aslında Goeben, Midilli
zırhlısının asıl adı da Breslau... Biz el tersanesiyle denizcilik
yapmayı severiz.
İşte bu da gazi bir gemidir!
Kartal'ı müze yapın yapmasına da içine ne koyacaksınız?
"İçi" falan da yok üstelik küçük bir güverte, bir de minik kaptan
köşkü, o kadar.
Bir şey koyamayacaksınız, ziyaretçiler "Atatürk'ün ayağının değdiği
yerlere" dokunup gidecekler.
"Bandırma" vapurunu korumayı beceremediniz, şimdi "gemi uyduramadık
istimbot verelim" mi diyeceksiniz?
Bir tarihçi, Kartal'ın "Bandırma'dan bile önemli" olduğunu
belirtiyor, nasıl oluyorsa.
Öte yandan emekli bir tümamiral, "Kartal bu kadar direndiyse
mutlaka bir nedeni vardır" demiş. (Hayır, Ramiz Paşa değil.)
Kartal hepimizden daha bilinçli!.. Güvertesinde yaşanan o tarihi
anı hafızasına kaydetmiş, o günden beri ölmemek için direnmiş ve bu
anıyı koruyup yeni kuşaklara aktarmak için sabretmiş...
Sahi, Atatürk'ün bavullarını trenin vagonundan iskeleye taşıyıp
Kartal'a yükleyen hamala madalya vermiş miydiniz? Yoksa yaveri
Cevat Abbas mı taşımıştı? Bakınız bu da karanlıkta kalmış bir
konudur.